Aylık Rapor | Haziran 2020


Haziran ayı, geriye dönüp baktığımda beni üzen bir hatıra ile gölgelendi. Tam ödevlerim bitecek, huzurluyum, mutluyum derken dayımın ani vefatıyla şoka uğradım. Fırsatım varken ona söyleyemediğim şeyler, gösteremediğim sevgi ve saygı için duyduğum pişmanlık sonrasında ancak derin bir çaresizliğe dönüştü. Çünkü bunun geri dönüşü yok, her şey için çok geç. Sadece ders alabiliriz, fakat şu an için bu düşünce bile içimi rahatlatmıyor. 

Kafamı dağıtmak için rutinime dönmeye çalışıyorum. Raporumu yazarak biraz düşüncelerimden uzaklaşmak istedim. Pek tatsız tutsuz bir yazı olacak ama içinde bulunduğum ruh halini bu yazıya yansıtıp öyle kurtulmak istiyorum biraz da. Böyle bir şey mümkünse tabii..

Ne Okudum?

*Azkaban Tutsağı / J.K. Rowling
*Deniz Duası / Khaled Hosseini
*Sırça Köşk / Sabahattin Ali
*Aşk ve Öbür Cinler / Gabriel Garcia Marquez
*Karanlıktan Sonra / Haruki Murakami
*Beyaz Kale / Orhan Pamuk

Azkaban Tutsağı yeniden okuduğum bir kitaptı ve ödevim için yine Hermione odaklı okudum bu sefer kitabı. Güzel ayrıntılar yakaladım, ödevim için faydalı oldular. Diğer kitapların hepsini Miyop Astronot'un haziran meydan okuması için okudum. Deniz Duası kısacık, çoğunlukla çizimlerle anlatılan bir hikaye. Yürek burkan türden. Suriyeli bir babanın oğluna yazdığı bir mektup aslında, şiir tarzında kaleme alınmış. Etkileyiciydi.

Sırça Köşk, neredeyse hepsini büyük keyifle okuduğum öykülerle dolu bir kitap. Öyküler üzerine yavaş yavaş yazıyorum bloga. Bir tane yazdım, Beyaz Gemi ile ilgili bir şeyler. Şuradan okuyabilirsiniz..

Aşk ve Öbür Cinler, dopdolu bir kitap. Bir kez daha okunması gerek, tek sefer yeterli gelmedi bana. Yine müthiş bir hikaye, müthiş bir anlatım. Satır aralarındaki meseleleri kaçırmış hissediyorum, işte o yüzden daha dikkatli okumak istiyorum, bu sefer arka planda kalanlara odaklanarak. Genel anlamda ise çok güzeldi, Marquez hep güzel ki zaten.

Karanlıktan Sonra, özellikle anlatım tekniği ile beğenimi kazanan bir kitap oldu. Karakterler ve olaylar arasındaki bağlantıyı kurmakta yer yer zorlansam da ve bittiğinde kafamda bazı kopukluklar kalmış olsa da keyifle okuduğum bir kitap oldu. Ayrı bir yazıda daha geniş değineceğim.

Beyaz Kale, tam bir hayal kırıklığıydı. Ayrı bir yazıda içimi dökeceğim. 


Ne İzledim?

*Prenses Mononoke
*Kagliostro'nun Şatosu
*3 Faces
*Baran
*Eli

İlk ikisini yine haziran meydan okumasının Miyazaki maddesi için izledim. Kagliostro'nun Şatosu ilk kez izlediğim bir filmdi. Bayıldım, buram buram nostalji kokuyordu. 

3 Faces ve Baran İran sinemasından. İkisi de çok güzeldi ama Baran beni daha çok etkiledi. İkisinden de daha sonra ayrıca bahsedeceğim.

Eli, hayatımda izlediğim en saçma filmlerden biri. 2 saat boşluk, keşke bunu izlemek yerine uyusaydım diyorum.

*Chocalate
*Eğlenceli Tarih Dersleri | 10 Bölüm
*Lost | 1. Sezon (24 Bölüm)
*Rise of Empires: Ottoman | 6 Bölüm
*Anne with an A | 2. Sezon

Chocalate üzerine şu yazıda konuştum. Çok sevdim bu diziyi, sonrasında da boşluğa düştüm biraz. Hala yeni bir kore dizisine başlayamadım.

Eğlenceli Tarih Dersleri ne biliyor musunuz, tam yemek yaparken açıp izlemelik. Arada sesini duysanız da yetiyor. Vakit geçirmek için birebir. 

Lost olayından bahsetmiştim, yeniden izliyoruz ama biraz ara verdik, malum. Devam ederiz ama ne zaman bilemiyorum, hava da çok sıcak. Oturup bir şeyler izlenmiyor mu sanki..

Rise of Empires'ı bir kez daha, bir ödevim için not ala ala izledim bu sefer. Fikirlerim pek değişmedi, hala daha iyisini yapabilirlerdi diyorum. 

Anne With an A, izlemeye kıyamadığım bir dizi. İkinci sezonun ortalarında bir ara vermiştim izlemeye. Üçüncü sezon gelince gönül rahatlığıyla, sezon bekleme stresi olmadan izlerim demiştim. Üçüncü sezon geleli çok oldu ama ben hala ikiyi bitirmemiştim, ödevlerden sonraya bırakmıştım bu sefer. Neyse ki bitirebildim. Üçü de izlemek için sabırsızlanıyorum ama... Bitecek, üzülüyorum. 


Ne Yazdım?





Ne Dinledim?


Yine bunu, aklımda hep bu vardı.



Sırada Ne Var?

Ödevlerim bitti, notlar bile açıklandı. Neyse ki hepsi iyi sonuçlandı. Aslında tez maceram yeni başlıyor ama kolları sıvamadan önce kendime biraz tatil vermek istiyorum. Dışarı çıkmıyorum hala ben, babam sağlık sektöründe çalışıyor ve hala güvenli olmadığını söylüyor. Sözüne güveniyor ve evde kalıyorum. Bana göre hava hoş, evde kalıp gönlümce okumak, izlemek, yazmak istiyorum zaten. 

Miyop Astronot temmuz için de bir meydan okuma hazırlamış, maddeler çok hoşuma gitti. Maddelere göre kitaplarımı hazırladım. Yetiştirebilirsem bu etkinlik kapsamında, Isabel Allende'den Ruhlar Evi'ni, Jack London'dan Midas'ın Müritleri'ni, Victor Hugo'dan Sefiller'i (en azından bir cildini), Rövşen Abdullaoğlu'dan Bu Şehirde Kimse Yok Mu?'yu ve Nazlı Eray'dan İmparator Çay Bahçesi'ni okuyacağım ki sonuncuyu bugün itibariyle bitirdim bile (3 Temmuz). Film maddesi için de rastgele bir sayı seçtim, Ölmeden Önce İzlenmesi Gereken 1001 filmden Dawn of the Dead çıktı kısmetime. Daha önce izlememiştim, iyi oldu bunun gelmesi.

Bunların dışında bir yerli klasik okumak istiyorum, o klasik de Gürpınar'dan Dirilen İskelet olsun istiyorum. Karanlık Şato'nun bu ayki teması da yasaklı gotikler. Yasaklanmış gotik eser gelmiyor pek aklıma, önerilerinize açığım. Ay boyunca ben de araştırmayı sürdürüp okumaya katılacağım. Geçen ay kulüp okumasına katılamadığım için çok üzülmüştüm, bu ay es geçmek istemiyorum, mutlaka temaya uygun bir kitap okuyacağım. Allah nasip ederse diyelim. 

Sefiller'i en sona bırakırım büyük olasılıkla. Diğer aya sarkar büyük ihtimalle ama olsun, başlamak istiyorum. Süs olsun diye almadım bu tuğla kitapları. Hem merak da ediyorum, okumadan ölmek istemiyorum. 

Dark'ın yeni sezonu geldi, daha izlemedim. En baştan başlayacağız. Babamın iznini bekliyoruz. Kore dizisine başlayamadım demiştim ya, için için Hospital Playlist'e başlamak istiyorum ama elim gitmiyor nedense. Bu ay ucundan izleyebilirim belki birkaç bölüm. Lost'a da devam etmek istiyorum, olaylar tam da açılmıştı. 

Bunlardan zaman kalırsa bir de Rusça tekrarı yapmak istiyorum. Dün sonunda A2 sertifikamı aldım ama kendimi denediğimde birçok şeyi unuttuğumu fark ettim. Kitaplarım duruyor, açıp bir kez üstünden geçsem yeter belki. En azından içim rahat eder. 


Siz bu ay neler yaptınız?

Benimle paylaşın!

Yorum Gönder

5 Yorumlar

  1. Maasallah dolu dolu geçirmişsiniz zamanınızı. Ben yaptıklarımi ay ay katagorize edemiyorum malum cocuklar sağolsunlar onlari oncelemek zorunda olduğum bir zaman planlamam var. Ama haziran ayinda çok kitap okudugumu biliyorum :)

    YanıtlaSil
  2. başınız sağolsun ...

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederim, çok sağ ol İlkaycım..

    YanıtlaSil