Dizi Önerisi: My Holo Love ve Chocolate


Herkese merhaba, umarım bunu okuyan herkes için her şey yolundadır!

Birkaç senedir doğru düzgün Kore dizisi izleyemediğimden yakınıyordum devamlı. İzlemeye niyetlendiğim her diziyi yarım bırakmıştım, ya da birkaç bölüm izleyip sıkılıp kapatmıştım. Sonunda bu durumu, Crash Landing on You dizisiyle sonlandırmış bulunuyorum, aman nazar değmesin. Bendeki bu laneti kıran bu güzel dizinin yorumunu da yazmıştım, şuradan okuyabilirsiniz onu da. 

Bu yazıda bahsedeceğim iki diziyi de bana arkadaşlarım önerdi. Öneri üzerine bir şeyler okumayı, izlemeyi çok seviyorum. Önerileri görmezden gelmiyorum yani, isterken samimiyim merak etmeyin. O yüzden içinizden bir şey önermek geliyorsa önerin bana bol bol.

Neyse, bana bu güzel dizileri öneren miyopastranot'a ve eslem'e çok çok teşekkür ediyorum. 

Bu arada Chocolate ve My Holo Love, ilk kez aynı anda izlediğim diziler. Daha önce hiç eş zamanlı iki Kore dizisi izlememiştim, hep birini bitirip diğerine başlardım. Böyle de güzel oldu, arada havam değişti.


My Holo Love, 12 bölümlük bir Netflix orijinal dizisi. Bana önerilmeden önce Netflix'de karşıma çıkıyordu fakat adının itici gelmesinden dolayı hiç  izlemeyi düşünmemiştim. Eğer siz de adı yüzünden basit bir dizi olduğunu düşünüyorsanız bir şans vermelisiniz bence, çünkü My Holo Love göründüğünden daha fazla şey vaat ediyor izleyicisine.

Konusundan bahsedelim; So-Yeon yüz körlüğünden muzdarip genç bir kadındır ve bir gün, tesadüfen(?) Holo'yu görmesine imkan sağlayan gözlük ona verilir. Holo'nun yaratıcısı olan şirket bir beta test yapmak için gözlüğü So-Yeon'dan geri almaz. So-Yeon'la geçirdiği zamanda Holo, kendi yapay zekasının sınırlarını keşfetmeye başlar. Holo'nun asıl yaratıcısı olan Nan-Do, Holo ile tamamen aynı fiziksel görünüşe sahip olsa da kişilikleri oldukça farklıdır. So-Yeon ve Holo'yu gözlemlerken o da daha önce hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başlar (Asianwiki).



Hem aksiyonlu hem de romantik bir yapım My Holo Love, hatta aksiyonu bir tık daha fazlaydı bence. Öyle vıcık vıcık  romantizm yok yani dizide, öyle ki aslında tadını damağınızda bırakıyor. Bu benim için büyük bir artı, ne yalan söyleyeyim. Ana karakter So-Yeon çok sempatik, Holo desen zaten minnoş, yanakları sıktırılmalık bir yapay zeka. Nan-Do da derinliği olan bir karakter, o kendini keşfederken biz de yavaş yavaş kendisiyle empati kurmaya başlıyoruz. 

Sevmediğim tek bir şey var, onu beyaz  yazayım, isteyen kopyalar gibi yapıp baksın :D UMARIM NE DEDİĞİMİ ANLAMIŞSINIZDIR, ŞİMDİ YAZIYORUM. Geçmişte tanışmış olma, birlikte olma ama sonra unutma, çocukken arkadaş olma ama sonra ayrı düşme ve birbirini tanımama klişesini artık bunaltıcı buluyorum dizilerde. My Holo Love da bu iyice abartılmıştı sanki. Bu kadar tesadüf olmaz, hadi kadere bağlıyorsunuz okey, kadere imanımız var ama bu kadar da olmaz ya :D İzleyenler belki bana hak verir.


Alıştığımız Kore dizilerinden daha kısa sürdüğü için, süre doldurmak için eklenen saçma, boş, olay örgüsüne katkısı olmayan, alakasız sahneler izlemiyoruz neyse ki. Yukarıda bahsettiğim şey bir eksi, insanın biraz tadını kaçırıyor ama artıları daha fazla olan bir dizi bence. İzlediğim süre zarfında bana keyifli vakit geçirten bir yapım oldu. Yalnızca eğlenceli vakit geçirmedim, bir de yapay zeka hakkında meraklanmamı ve birkaç haber&makele karıştırmamı sağladı dizi. İzlerken de hep dizideki karakterle birlikte yapay zekanın sınırlarını sorgulayıp kafamda çoğu felaket senaryosu olmakla birlikte bir sürü olasılık kurdum. 

Kısacası hikayesi ve düşündürdükleriyle tavsiye edebileceğim bir dizi My Holo Love. Keşke adı farklı olsaydı, belki daha çok izleyici çekebilirdi. Bir de keşke Holo'nun bir ismi olsaydı, yazık çocuğaa..

Gelelim Chocolate'a...



Chocolate, bildiğimiz gibi 16 bölüm ama izlerken "keşke bitmese" dediğimiz dizilerden. 16 değil 116 bölüm olsa cık demeden izlenirdi yani (tabii ki abartıyorum, insan her şeyden sıkılıyor). 

Chocolate'ı da görüyordum Netflix'de gezinirken ama "amaan yemek odaklı bir dizidir bu, sıkılırım ben bundan" diye hiç konusunu filan da okumayıp geçiyordum. Sonra Eslem dizinin ağır dram olduğundan bahsetti, bunu duyar duymaz diziye uçtum çünkü dram neredeyse ben oradayım! Çok etkilenmeme ve hemencecik ağlayıvermeme rağmen çok seviyorum türü. Sanırım ağlamayı ve üzülmeyi seviyorum. Neyse :D 

Dizinin konusu şöyle; çocukluğunun ilk yılları küçük bir balıkçı kasabasında geçen Lee Kang büyüyünce annesi gibi bir aşçı olmanın hayalini kurar. Hayatın gerçekleri araya girer ve Lee Kang büyük bir hastanede beyin cerrahı olarak karşımıza çıkar. Soğuk ve ciddi görünse de gerçek kişiliğini herkesten saklamaktadır. Öte yandan Moon Cha-Young'ın yolu çocukken Lee Kang'ın annesinin lokantasına düşmüştür. Lee Kang ona yemek hazırlamıştır ve Cha-Young'un en mutlu anısı da bugündür. Bu olay onun ileride işini büyük bir heves ve aşkla yapan bir aşçı olmasını sağlamıştır. Yıllar sonra Lee Kang ve Moon Cha-Young bir bakımevinde yeniden karşılaşır (Asianwiki).



Dizinin türüne romantik demişler ama bu nasıl romantizm ben anlamadım. Dizide acı var, gözyaşı var, pişmanlık hatta kin ve öfke bile var ama romantizm yok. Bu hikayede salt romantizm görenlerin göz sağlıklarından şüphe ederim, o kadar söylüyorum. 

My Holo Love gibi aksiyonlu, süper akıcı bir dizi değil Chocolate ama verdiği çok daha güzel hisler var. Güzel demeyeyim, gerçek hisler demek daha doğru olur. Burnunuzu sızlatan, yüreğinizi ağırlaştıran, gözlerinizi dolduran cinsten hisler. Bir dizinin bunu başarabilmesi diğer her şeye rağmen onu izlemeye değer kılar bence.

Dizide en çok hoşuma giden şey seyirciye sunulan şeyin yalnızca merkezdeki hikaye olmamasıydı; onu çevreleyen yardımcı hikayelere da bölüm bölüm odaklanılması gerçekten çok güzeldi. Başka insanların hikayelerinin anlatılması, farklı acılara, farklı mutluluklara değinilmesi dizinin en büyük artısıydı benim gözümde. Yalnızca ana karakterlerin hikayesini merkeze alıp yardımcı karakterleri ve onların hikayesini arka plana atan bir sürü dizi var ve buna o kadar alışmışız ki Chocolate gibi her bir karakterine kişilik yükleyen ve onların hikayesini de anlatan bir diziyle karşılaşınca yadırgıyor insan bir an. Chocolate'daki karakterler gerçekten sırf ana hikayeyi desteklemek için orada değiller, hepsinin içi dolu, hepsi hikayeleriyle birlikte canlı birer karakter. Dizinin seyircide gerçek duygular uyandırabilmesinin en önemli nedeni bu bence.



Değinmek istediğim ikinci nokta dizinin ağırlıklı olarak geleneksel Kore mutfağına yer vermesiydi. Kızarmış tavuk yiyen karakterleri izlemek de güzel oluyor evet ama farklı bir coğrafyada geçen diziler izlerken o kültürle ilgili şeyler görüp duymak benim çok hoşuma gidiyor. Bu dizide de devamlı Kore'ye özgü yemeklerin yapılması durumu beni asla rahatsız etmedi, aksine ilgi ve merakla izledim bu yemeklerin yapım sahnelerini. Çoğu damak zevkime uymasa da hem de (ahtapot görmekten midem altüst olmuştu)... Yemek yapmayı pek sevmesem de tarif videolarını filan da keyif alarak izlediğim için dizinin bu sahneleri benim için artı oldu.

Tek eksisi sizi izlemeye iten sürekli bir merak unsurunun olmaması. Yani bir bölümü bitirince, "ay hemen diğer bölümü de izlemem lazım" moduna girmiyorsunuz. Ya da "ay sonunda ne olacak acaba" diye devamlı bir merak içinde olmuyorsunuz. Ne olacağı aşağı yukarı belli zaten, "yaani, ne olabilir ki?" modunda izliyorsunuz diziyi ama bahsettiğim artılar bunu size nadiren düşündürüyor zaten. Bir sonraki bölümü merak etmiyorsunuz ama kendinizi izlerken buluyorsunuz çünkü bir önceki bölümün tadı damağınızda kalıyor. Sonra bir bakmışsınız, son bölümdesiniz ve izleyecek başka bölüm kalmamış. İşte böyle bir şey...

Bir de yukarıda beyaz yazdığım yerde tadımı kaçıran klişe ve bence abartılı kurgu burada da mevcuttu ama artıları yine bu eksiyi kapattı, görmezden gelmemi sağladı. My Holo Love'a göre daha kabul edilebilir bir durumdu ayrıca. Dizinin adının arkasındaki hikaye, bu adın anlamı bile söz konusu "eksi"yi bahsetmeye bile değmez kılıyor.

Dizide çoğunlukla üzülüyorsunuz ama korkmayın, güzel şeyler de oluyor arada. Sonundan da ben memnun kaldım açıkçası. Mutlu ya da mutsuz bitmesiyle ilgili değil memnuniyetim, tadında bitti, her şeyi toparladı, açık nokta bırakmadı. Bir yerde bitmesi gerekiyordu, gerektiği yerde bitti. 

İyi ki önerilmiş de iyi ki izlemişim. Sizin için akıcılık/sürükleyicilik en önemli şey değilse bence siz de izlemelisiniz.





Aksiyon ve romantizm seviyorsanız My Holo Love'ı,
Ağır ilerleyen ama kalbinize dokunan hikayeler izlemekten hoşlanıyorsanız Chocolate'ı öneriyorum.

Ben Chocolate'ı daha çok sevdim, kendimi sevmeyi, hayatımı sevip sahip olduklarım için mutlu olmayı hatırlattı bana. 

My Holo Love da derslerimden sıkıldığım bir dönemde kaçışım oldu. 

Öyle ya da böyle, muggle ikisini de öneriyor!



Siz bu dizileri izlediniz mi?

Hakkında neler düşünüyorsunuz?

Benzer dizi önerileriniz var mı?

Benimle paylaşın!

Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. Beş dizi mimini bekleriz efendim :))

    YanıtlaSil
  2. canım ben de kore dizileri yorumluyorum arama kutucuğunda aratıp okuyabilirsin önerilerimi. Chocolate'a başlamıştım ama merak unsuru olmadığı için ona devam etmedim ama bu yazından sonra kesinlikle 2.şansı vereceğim ::) diğer diziyi ben de basit sandım benzer konularda çok dizi oldu. ama aşırı merak ettim yazından sonra. ikisine de bakacağım inşallah ben de yorumlamaya fırsat bulabilirim. kore dizileri güzel duygular hissettiriyor ben çok seviyorum =)

    YanıtlaSil
  3. My Holo Love dizisini izlemiştim. Ben de çok sevdim. Holo çok tatlı Nan Do ondan da tatlı. Sadece başrol kız bazen donuk geldi bana bazı tepkileri verirken ama izledim yine de keyifle. Chocolate adını duyduğum ama merak etmediğim bir diziydi. Eğer dram varsa ben de oradayım. Yukarıdaki sözlerinize kesinlikle katılıyorum. Ağır dramlar tam benlik. Dizilere ağlayarak kendimi yıpratmak hobimdir. :D Müsait bir zamanda izleyeceğim onu da. Teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
  4. ikisini de izlicem, crash landingi dee :) kore dizileriiii biricik :) en son izlediğim iki dizi, the world of married heycandan çatladım izlerken yaa, eternal monarch a da bayıldım, bu gece final yapıyoooo :)

    YanıtlaSil
  5. Merhaba ben genellikle polisiye, aksiyon ve paralel dünya gibi konular seviyorum size beni biraz hayal kırıklığına uğratan traini öneriyorum son bölümü olmasa da olurmuş başta heyecanı 11.bölüme kadar devam edip son bölüm biraz saçma ve bitirmek için bitirilmişti. Fantastik diğer şiddetle tavsiye ettiğim dizi 365: Repeat The Year dizisi kesinlikle izleyin. Haa bu arada tunnel ve signali de izlemediyseniz öneririm. Sizinde buna benzer dizi öneriniz var mı?

    YanıtlaSil
  6. Merhaba ben genellikle polisiye, aksiyon ve paralel dünya gibi konular seviyorum size beni biraz hayal kırıklığına uğratan traini öneriyorum son bölümü olmasa da olurmuş başta heyecanı 11.bölüme kadar devam edip son bölüm biraz saçma ve bitirmek için bitirilmişti. Fantastik diğer şiddetle tavsiye ettiğim dizi 365: Repeat The Year dizisi kesinlikle izleyin. Haa bu arada tunnel ve signali de izlemediyseniz öneririm. Sizinde buna benzer dizi öneriniz var mı?

    YanıtlaSil