#kom2018
İnce Memed - 1.Cilt / Yaşar Kemal #kom2018
İnce Memed 1
Yaşar Kemal
Yayım Yılı : 1955
✤
İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli.
Herkese merhaba,
Hem Klasik Kitap Okuma Maratonum için hem de Şule ablanın başlattığı Seri Kitapları Seri Okuyoruz etkinliği için okumak istediğimi yazdığım İnce Memed serisine sonunda başladım.
Yaşar Kemal okumaya daha geçen sene başladım ve iki kitabını okudum şimdiye dek; Ağrıdağı Efsanesi ve Yılanı Öldürseler. İkisi de oldukça beğendiğim kitaplar oldu ama bir türlü dört ciltlik İnce Memed serisine başlamaya cesaret edemiyordum.
Özellikle Şule ablanın güzel ve teşvik edici yorumlarıyla bu korkumu yıktım ve bu yıl mutlaka okuyacağım kitaplar listesine İnce Memed'i de ekledim. Aslında bu ay okumak hiç aklımda yoktu ama sonra dedim ki neden bekleyeyim?
Bu yüzden öncelikle Şule ablama çok teşekkür ediyorum, böyle güzel bir klasiği okumak için beni heveslendirdiği için.
İnce Memed, haksızlığa "yeter" diyen, zorbalığa baş kaldıran ve bir avuç insana dahi olsun adalet dağıtmaya gönül veren genç bir adamın hikayesi.
Artık biliyoruz ki adalet her zaman yerini bulmuyor; kurallar ve yasalar yozlaştırılıyor, haklar sömürülüyor, toplum düzenini sağlamakla görevli insanlar güçlü kesimin elinde oyuncak oluyor. Böyle bir ortamda insan ya siniyor, ne olursa olsun kanun dışına çıkmıyor ve bu çarpık düzenin içinde başını eğip yaşamaya devam ediyor; ya da İnce Memed gibi dayanamayıp kendi adaletini kendi sağlamaya yemin veriyor.
Kitabı okumadan önce sorsanız belki de eşkıyalığın teröristlikten farkı olmadığını söylerdim. Fakat İnce Memed'i okurken, ayrıca yaptığım araştırmalarla da birlikte, bu oluşumun daha derin bir arka planı olduğunu kavradım.
Toprağın adaletsiz bir şekilde dağıtılması sonucunda oluşan ağalık ile toprağı olmayan insanlar bu ağalar tarafından köle gibi çalıştırılıp haklarından daha azıyla yetinmek zorunda bırakılmışlardır. Emek/gelir eşitsizliği insanları sınıflara ayırır ve zengin/fakir arasındaki fark büyür, yaşam koşullarının dengesizliği bu işçileri kendi haklarını aramaya iter.
Bu sistemin çarklarından çıkıp hak ettiğini talep eden, bunun için savaşmayı, öldürmeyi ve hatta ölmeyi göze alan insanlar ellerine silahları alıp dağa çıkar, eşkıya olurlar. Çünkü aradıkları adaleti başka türlü temin edemezler, yasalar onları desteklemeye yeterli gelmez.
Konuşan insan öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü sonu felakettir.
İnce Memed de işte o baş kaldıranlardan biri. Roman onun henüz on bir yaşındayken, ağanın dayağından usanması ve köyden kaçmasıyla başlıyor. O yaşta beş köye ağalık eden Abdi ile boy ölçüşemiyor ve köye geri dönmek zorunda kalıyor. Fakat büyüyüp bir delikanlı olduğunda, ağanın yaptıkları İnce Memed'in onuruna dokunuyor ve artık daha fazla dayanamayıp yapacağını yapıyor, ağaya isyan edip dağa çıkıyor, silah kuşanıyor, eşkıya oluyor.
Adil, merhametli ve cesur oluşuyla öne çıkıyor, dağlardaki zalim eşkıyalarla ters düşüyor. Adeta halkın savaşçısı oluyor.
Kitap beni akıcılığıyla çok şaşırttı. Ben ağdalı bir dil, uzun sıkıcı betimler, yoğun bir anlatım bekliyordum fakat İnce Memed yediden yetmişe herkesin kolaylıkla okuyabileceği, okuyucuyu hiç yormayan, fakat yine de anlatmak istediğini duygusal ve samimi bir şekilde aktarmayı başaran bir roman.
Zaman zaman yer verilen, okuru bunaltmayan çevre betimlemelerini okurken aslında ne kadar doğadan izole yaşadığımı fark ettim. Yazarın gözümde canlandırdığı şeyler yabancı, fakat garip bir şekilde hasretini çektiğim şeylerdi. Daha doğrusu bunu, doğaya olan özlemimi, kitabı okurken fark ettim.
Bir de karakter analizinin, ruh çözümlemelerinin yetersiz olduğunu düşünüyorum. En azından İnce Memed karakterini, düşünce tarzını, maneviyatını detaylıca okumayı çok isterdim ama anlatım bu açıdan pek de derin değildi. Kendimi çok dışarıda hissettim yani okurken, bir gözlemci olmanın ötesine geçemedim ki istediğim Memed'in tüm duygu ve düşüncelerine sızmaktı.
Olsun, yine de İnce Memed benden tam puan alan bir kitap oldu. Çok samimiydi, çok bizdendi. Okuduğum süre boyunca ki kitabı dört günde bitirdim, yanık bir türkü dinledim sanki. O kadar kendine bağladı, içine çekti, hüzünlendirdi, öfkelendirdi. Herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu da düşündürdü ki...
Diğer ciltleri okumak için sabırsızlanıyorum.
*Bu kitap #kom2018 kapsamında okunmuştur. Etkinliğin detayları için şu yazıya göz atabilir, diğer katılımcıların bu etkinlik kapsamında yazdıkları yorumlara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Yorum Gönder
4 Yorumlar
Çok güzel bir yorum olmuş :) Benim de aslında kitabı okurken sıkılabileceğim ya da dili konusunda sıkıntı yaşayabileceğimle ilgili tereddüdüm vardı ama yorumun gönlümü ferahlattı. Yazardan okuyacağım ilk kitap olacak. Yorumundan sonra bende bekletmemeye karar verdim. Sevgiler :)
YanıtlaSilSonrasında yazarın kitaplarını okumak için tereddüt etmeyeceksin bence. Keyifli okumalar :')
SilKitabı sevmene o kadar sevindim ki anlatamam. Önerdiğim kitaplar sevilince çok mutlu oluyorum :-)
YanıtlaSilİnce Memed'in türküsünü duydun mu? Yaşar Kemal belgeselinde duymuştum, çok hoş: https://www.youtube.com/watch?v=XLIFe2b2HUk
Aa duymadım, hemen dinleyeceğim :')
Sil