Ağaç Ev Sohbetleri #01 : Aptal Kutusu


+Nedir bu?

-Vizonteledir hanım.

+Ne işe yarıyor?

-Dünyayı evimize getirecek.

+Sebep?

(Vizontele, 2001)


Edischar ve Taha Akkurt'un düzenlediği bir etkinlik Ağaç Ev Sohbetleri. Farklı konular üzerine düşüncelerimizi belirteceğimiz bir yazı dizisi olacak bu etkinlik. Detaylar için Taha'nın yazısını okuyabilirsiniz. 

Bu haftanın konusu şu: Televizyon izliyor musunuz?  İzliyor ya da izlemiyorsanız sebebi nedir?

Nedense konuyu görür görmez aklıma çok sevdiğim Vizontele filmi geldi. Ben de oradan yine çok sevdiğim bir diyalogla yazıma başlamak istedim. 

Öncelikle soruya cevap vereyim, sonra televizyon izlemek ve televizyon bağımlılığıyla ilgili birkaç kelam edip yazımı sonlandırayım. Televizyon izlemiyorum. 

Belki blogda daha önce bahsemişimdir, bizim evimizde televizyon yok. Yani bilgisayar ekranı olarak kullandığımız bir televizyonumuz var ama bilgisayar olmadan hiçbir işe yaramıyır. İçinde kanallar yok, uydu mudur anten midir, işte ondan yok bizde. Ben lise ikideyken filan televizyon izlemeyi bıraktık ailece. Neden o zaman bıraktık şu an tam hatırlayamıyorum ama sanırım doğru an o zamanmış, biz de o zaman bırakmışız televizyonu.

Dizi/film takip etmiyor muyuz? Elbette ediyoruz. Bunun için kanallara ihtiyaç duymuyoruz, zaten gerek de yok, biliyorsunuz. İnternetten istediğimiz diziyi, filmi, belgeseli, programı izliyoruz. Televizyon kanallarında da bize hitap edecek şeyler yayınlanmıyor çoğunlukla, bu yüzden interneti televizyona tercih ediyoruz. İçerik bir yana aslında bizi televizyondan soğutan çok daha önemli bir şey var: kontrolün bizde olmaması. 

Televizyon izlerken bence kontrol seyircide olmuyor. Akışın ikide bir reklamlarla bölünmesi, her kanalda birbirinin aynı programların yer alması vs. benim tahammül edebildiğim şeyler değiller. Hayatımın bir döneminde televizyon izliyordum evet fakat yıllar geçtikçe televizyon çok değişti. Mesela hala çok sevdiğim Avrupa Yakası'nı televizyondan izlemiştim ben. Pişman da değilim.  Buna rağmen son zamanlarda bir kampanya vesilesiyle eve aldığımız Tivibu'ya ancak bir ay katlanabildik. Katlanabildik demeyeyim de, kullanmadığımızı fark edince neden boşuna para ödüyoruz diyip iptal ettirdik. 

Biraz kullanmaya çalıştık, yalan yok. Evde bir ses olsun, kanallarda neler var bir görelim dedik, merak ettik. O diziler, o programlar, o yarışmalar... Aman Allah'ım... Gerçekten insanın zeka ve anlayışıyla alay eden, seyirciyi aptal yerine koyan o kadar çok yapım var ki ben izlerken inanamadım. Sonuç olarak televizyon izlememek adına verdiğimiz kararın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anlayıp Tivibu'ya elveda dedik. 

Seyredeceğim şeyi kendim seçmeyi seviyorum. Bana verilen seçenekler arasından değil, duyup okuyup bir yerde görüp merak ettiğim şeyleri izlemeyi seviyorum. Sadece vakit geçirmek için eğlencesine izleyeceğim şeyleri bile kontrollü bir şekilde izlemeyi tercih ediyorum. Bunu televizyonda yapmak ne kadar mümkün bilmiyorum. Belki kuruntu diyeceksiniz ama televizyonda gösterilen şeylerin çoğunun yalnızca bizim görmemizi istedikleri şeyler olduğunu düşünüyorum. Kimler demeyin, anladınız. Ben de kendimi bu şekilde sınırlandırılmış hissetmek istemiyorum. 

Televizyon bir aptal kutusu mu? Bunu kendime ilk kez sorduğumda evet dedim. Ama sonra aklıma televizyonların yerini alan bilgisayarlar, tabletlet, telefonlar geldi. Eğer televizyon aptal kutusuysa bu saydıklarımın da ondan farkı yok. Avustralyalı bir fotoğrafçı televizyon izledikleri sırada bir grup çocuğu fotoğraflamış ve bu çalışmasına Idiot Box yani Aptal Kutusu adını vermiş. Fotoğrafları görünce durumun ne kadar vahim olduğu hemen anlaşılabilir. Ama sorun sadece televizyon değil işte, bilgisayara, tabletlere ve telefonlara bakarken de bu çocukların yüz ifadeleri aynen böyle oluyor. Çocuğuna laf geçiremeyen her anne-baba o ufacık çocukların eline telefon tutuşturuveriyor. Gerçekten çok yazık... Fotoğraflara bu adresten ulaşabilirsiniz.


Televizyon, bilgisayar, tabletler ve telefonlar hem birer aptal kutusu hem de değiller. Bu onları kullanan kişiye bağlı. Bu kişinin ne kadar bilinçli olduğuna, tercihlerinin ne kadar farkında olduğuna bağlı. Eğer seyirci neye maruz kaldığının farkında olamayacak kadar budalaysa -ifademi maruz görün- öyleyse onun karşısındaki televizyon (ve diğer aletler) bir aptal kutusuna dönüşür. Öte yandan televizyon izleyen (aynı şekilde tablet, telefon vb. kullanan) herkese aptal demek de bu sebepten doğru değil. Elindeki bu teknolojik aleti kendini geliştirmek, ufkunu genişletmek ve bilgi edinmek için kullanıyorsa söz konusu alet böyle yararlı bir amaca hizmet eden bir araca dönüşür. Yani, uzun lafın kısası, her şey niyette ve farkındalıkta bitiyor bana göre.

Bebekler - evet bebekler - ve çocuklar bu farkındalığa sahip olamadıkları için ailelerin çocuklarını televizyon ve benzeri aletlere maruz bırakmamaları gerektiğini düşünüyorum. Yukarı fotoğrafları gördüğümde çok şaşırmadım çünkü etrafımız böyle çocuklarla dolu. Otobüste, sokakta, parklarda görüyoruz. Ailelerin bu konuda bilgilendirilmesi, bilinçlenmesi gerekiyor. 

Velhasıl, televizyon izlemek ya da izlememek değil bence önemli olan. Önemli olan ne izlediğini, neden izlediğini bilmek. Bu sorulara bilinçli bir şekilde cevap verebildiğiniz zaman zaten izlediğiniz yapımların niteliği de olumlu bir değişim gösterecektir. Teknolojiyi yararımıza kullanmayı iyi bildikten sonra, bizi aptallaştırmasına izin vermeyiz. 

Televizyon izleyin (interneti kullanın), ama sizi aptallaştırmasına izin vermeyin.

Sağlıcakla kalın..

04.09.2019

Yorum Gönder

32 Yorumlar

  1. Vizonteleden başlayan, çocuk gelişiminde son bulan genişlemesine harika bir yazıydı. Bu formatta eminim kaleminizden bir sürü güzel yazı çıkacak. Düşüncelerinizde haklısınız, her şey insanın elinde onu nasıl kullanırsa öyle verim alır. Ancak yeni nesiller için kontrolü kaybetmemek lazım. Bilinç henüz olgunlaşmadan tablete, telefona dalıyorlar. İnşallah gelecekte toplumsal kötü sonuçlara yol açmaz. Elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocukları bu alışkanlıktan kurtarmak lazım.. Bunun için de iş yine ebeveynlerde bitiyor ne yazık ki... Yazıyı keyifle okumana çok sevindim, teşekkür ederim :')

      Sil
  2. Ailecek izlememenize çok sevindim. O televizyon eve bir kere girdi mi izleniyor bir şekilde. Çocukları ben de gözlemlemiştim. Biz çocukken uslu duralım diye tv karşısına oturturlardı. En yaramaz çocuk bile onun karşısına geçti mi kitleniyor. Bu beni tv nin zararlarını sorgulamaya itti. Beyin fonksiyonları yavaşlıyor. Videolarda da öyle oluyor muhtemelen ama yine de dediğiniz gibi kontrol bizde oluyor en azından. Yazınızı çok beğendim. Ağaç Ev'de tekrar görüşmek üzere :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten tablet telefonla çok oyalanan çocuklarda algılama problemi oluyor, pek çok çocukta gözlemledim bunu. Çok acı, çok yazık... Yazıyı beğenmenize çok sevindim, teşekkür ederim ^.^

      Sil
  3. Çok hoş bir etkinlikmis. Bizim çocukken evde tv vardı ama biz sokakta büyüdüğümüz için tv ile hafızamda kalan bir anim yok. Daha sonra zaten öğrencilik evlilik vs derken tv ye hiç ihtiyaç duymadım. Günümüzde özellikle internetten herşeye ulaşılabildiğini düşünürsek tv artık atil bir alet aslında. Biraz alışkanlıkların etkisi olduğunu düşünüyorum tv başında durma eyleminde. Netten en son the great hack belgeselini seyrettim. Teknoloji ve sosyal medya ile dünyayı nasıl yönettiklerini çok yüzeysel bir şekilde anlatmış ama zaten olayın daha derinlerine dalan bir yapım yapamazsınız. Daha önce malcolm x, öncesinde de tanrıyı oynayanlar gibi biyografik filmleri seyrettim. Belgesel olarak trt belgesel kanalının aile olmak serisine takılmış durumdayım. Bilim ve dini içerikli youtube kanallarına bakarım arada. Yani her istediğime ulaşabiliyorum ama tv çocukluğum dışında hic bir evimde olmadi ihtiyaç da duymuyorum alet olarak evde tv bulundurmaya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de, ne ihtiyaç var ne gerek var... İhtiyaç olduğunda internet herkesin elinin altında zaten.. Onu da kontrollü, bilinçli kullandıktan sonra sorun yok.. Yorumunuz için çok teşekkür ederim :')

      Sil
  4. Tv hayatımızın orta yerinde canlı bomba gibi. Ama farkında değiliz. Bu arada bloğunuza mail abonelik butonu koyarsanız daha rahat takip edebiliriz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamdır, tavsiyeniz için çok teşekkürler :')

      Sil
  5. kontrol en önemli konu belkide yazdıklarının içinde. İnsanın hem kendisini hem de karşısındaki aleti iyi kontrol etmesi lazım. Çünkü o ince çizgi geçildi her şey geride kalmış ve müdahale edilemez duruma geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, kesinlikle.. Kontrollü ve bilinçli kullanım çok önemli..

      Sil
  6. Ben tamamen televizyon önünde büyüyen bir çocuktum. Televizyondan da çok şey öğrenmiştim o yüzden büyümüş de küçülmüş bir çocuktum. Ama yine de farkında olmadan televizyondan gelen her şeyi direkt alarak izlemek tehlikeli sanki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet... Her şeyde olduğu gibi bu konuda da seçici olmak en sağlıklısı..

      Sil
  7. Arkamızdan gelecek yeni nesil olan çocuklara ise söyleyecek hiç bir şeyim yok gerçekten.. Kendilerini özgürleştirecek değil teknolojiye mahkum edecek aletlerle büyüyorlar.. Çok detaylı, bilgilendirici, harika bir yazı olmuş. Gerçekten tebrik ederim, kalemine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Akela, beğenmene çok sevindim :')

      Sil
  8. "Televizyon izleyin (interneti kullanın), ama sizi aptallaştırmasına izin vermeyin." Okuduğum bütün yazıları en iyi özetleyecek cümleyi bulmuşsun. Söylediklerine kesinlikle katılıyorum. Doğru kullanım bizlerin elinde.

    YanıtlaSil
  9. Selamlar blogunuzu takpteyim sizde beni takip ederseniz çok mutlu olurum birde blogumda bir mim mevcut onuda blogunuzda cevaplarsanız sevinçten havalara uçarım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, hemen ziyaret ediyorum blogunuzu :')

      Sil
  10. Bence zaten ebeveyn ehliyeti diye bir şey olmalı, öyle herkes anne-baba olmamalı... o kadar kolay bir şey değil yani bir çocuk yetiştirmek.. Keşke herkes farkında olsa ama maalesef... yazı hakkındaki görüşün için çok teşekkür ederim İlkaycım :')

    YanıtlaSil
  11. Hoş geldiniz, teşekkür ederim :') Blogunuzu mutlaka ziyaret edeceğim ^^

    YanıtlaSil
  12. Cahil Okur'un yazısında görüp geldim bloğunuza.
    O kadar doğru bir konuya değinmişsiniz ki, ben yazsam bu kadar olur diye düşündüm. :))

    YanıtlaSil
  13. Çok güzel cevaplar vermişsiniz ben de etkinliğe katıldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :') İlk fırsatta blogunuzu ziyaret edeceğim..

      Sil
  14. Bu memleket Mehmet Ali Erbil gibi bir faciayı yaşadı ki onu da unuttu.. Aslında gerçekten kişinin kendisine bağlı her şey. Suçları teknolojiye yüklemek en sevdiğimiz huyumuz. Hayatta her bir şeyin iyisi ve kötüsü vardır. İnsanlar sunulan seçenekleri değerlendiremezse, suçu teknolojiye atıyor. Yazın için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, suçu başka bir yerde/şeyde aramak kolaydır, herkes de bunu tercih eder. Öz eleştiri, öz farkındalık çok ama çok önemli. Ben teşekkür ederim görüşlerini paylaştığın için :')

      Sil
  15. Bizdeki televizyonda da uydu, kanallar vs. yok. Biz Youtube'a girip video izlemek için kullanıyoruz televizyonu. Normal bir televizyonumuz olsa ben dayanamaz izlerim biliyorum. İlginç bir şekilde o basit dediğimiz programlar beni çekiyor. Ne kadar saçma olduğunu biliyorum ama bir kez izleyince devamını da merak edip izlemek zorundaymışım gibi hissediyorum. Bu yüzden olmaması daha iyi :-)

    Bir bebek sahibi olarak çocuğumun eline telefon, tablet vermeyeceğim diyorum. Umarım bunu başarırım. Çevremdeki birçok kişiyi bu konuda eleştirmiştim. Şimdi aynısını ben yaparsam ikiyüzlülük olur :-(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Resmen hipnoz altına alıyor gibi o programlar, arkadaşlarımdan biliyorum. Çok fena gerçekten... En iyisini yapıyoruz bence bu yüzden televizyon izlemeyerek... Umarım başarırsın ablacım, ben başaracağına inanıyorum, çünkü sen bilinçli bir annesin :')

      Sil
  16. Bu konuyu en güzel analiz eden, derli toplu yazılardan biri. Özellikle cep telefonu (sosyal medya - çocukları avutma) ile tv bağımlılığını aynı kefeye koymanız oldukça gerçekçi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olumlu eleştiriniz için çok teşekkür ederim :')

      Sil