J.R.R Tolkien
Yüzüklerin Efendisi : Kısım Üç - Kralın Dönüşü / J.R.R Tolkien | Kitap Yorumu
KRALIN DÖNÜŞÜ
Yazarı : J.R.R Tolkien
Çevirmeni : Çiğdem Erkal İpek
Yayın Yılı : 1955
Türü : Epik Fantastik
Puanım : 5/5
"Kişilerin en ufağı bile geleceğin akışını değiştirebilir."
Herkese yeniden merhaba,
Hem çok mutluyum hem de bir o kadar mutsuz. Bu serinin bana yaşattığı duyguları en son Harry Potter serisini bitirdiğimde hissetmiştim sanırım. O günden sonra da bir daha Rowling'in yaşattıklarını bana hiçbir yazar yaşatamaz gibi gelmişti. Ne gafilmişim ama!
Okumuş olmaktan böylesine gurur duyduğum ilk seri Yüzüklerin Efendisi. Ama aynı zamanda bittiği için içim buruk. Hatırladıkça bir başka duygulanıyorum.
Kitabın yorumuna gelecek olursam eğer;
Kitap benim için seride okuması en zor olan kitap oldu. Bunun en önemli sebebi kitabı bilinçli olarak bitirmek istemememdi. Zaten ben Ölüm Yagidarları'nı da uzun süre sonra okumuştum. Filmleri de aynı şekilde seyrettim. İki seride de ne kitapların ne de filmlerin bitmesini istemedim.
Diğer bir sebebiyse kitaba bir türlü kafamı vermedim ilk bölümlerde. Bunun sebebi dış etkenler, kişisel sebepler, sıcaklar cartlar curtlar değil. Tamamen benim yaptığım bir hata yüzünden böyle oldu. İkinci kitabı okuduktan sonra, yorumuna da yazdığım gibi arayı fazla açmadan son kitabı da okumam gerekiyordu. Ama ben elimden geldiğince erteledim kitabı okumayı.
Sonunu bildiğim bir seriyi böylesine merakla okuyacağımı, bitirmekten böylesine üzüntü duyacağımı tahmin etmezdim. Zaten bildiğim satırları okurken ağlamak dediğim gibi sadece Harry Potter kitaplarında yaşadığım bir şeydi. Şimdiyse ne zaman Yüzük'ün hikayesini hatırlasam gözlerim yanıyor.
Diyeceğim o ki ikinci kitaptan sonra çok beklemeyin yoksa benim gibi kitaba adapte olamama sorunu yaşayabilirsiniz.
Birinci kitabın yorumunda yazarın dilinin biraz ağır olduğunu söylemişim. Dilinden ziyade aslında anlatımda bir ağırlık, bir yoğunluk var. Ama her şey kendinizi kaptırıncaya kadar. Yazarın büyülü kalemi sizi peşine takıp sürüklemeye başlayınca anlatım yoğunmuş, karakterler çok fazlaymış yok mekanlar birbirine karışıyormuş gibi sorunlar yaşamayacaksınız. Tüm bu yorumları görüp korkuyordum ben seriye başlamadan önce ama bu olumsuz eleştiriler hep kitaba kendini verememekle alakalı diye düşünüyorum.
Tam konsantre isteyen bir seri Yüzüklerin Efendisi. Ama bunu yapmak yaratılan muhteşem karakterler, olağanüstü bir dünya ve eşsiz bir anlatımla çok da zor olmuyor bence.
Üçlemedeki favori kitabımın İki Kule olduğunu da belitmeden geçmek istemiyorum.
Üçlemedeki favori kitabımın İki Kule olduğunu da belitmeden geçmek istemiyorum.
Yüzüklerin Efendisi sadece sıradan fantastik bir öykü değil. Öyle ki ben okurken gerçekten de bir tarih kitabı okuyormuş gibi hissettim. Dünyanın en eğlenceli tarih kitabını!
Aslında o da değil, Yüzüklerin Efendisi gerçek bir efsane.
Okuduğum en güzel sevgi, arkadaşlık ve fedakarlık hikayesi.
Okuduğum en güzel sevgi, arkadaşlık ve fedakarlık hikayesi.
Koca bir arka planı olduğunu düşündükçe teselli oluyorum ve diğer kitapları okumak için sabırsızlanıyorum gerçekten.
Yazının devamı "azıcık" spoiler içerebilir.
Üçlemede tartışmasız en sevdiğim karakter "Sam." Gerçekten de hikayeyi tamamlamayı hak eden kişi oydu. Frodo'nun son sayfaları ona bırakması harika bir hareketti bence. Birçok şey Sam sayesinde mümkün oldu ve Sam'e çok şey borçlu olduğunu düşünüyorum Orta Dünya halkının.
Hele Yüzük yolculuğunun sonlarına doğru söylediği, yaptığı şeyler beni devamlı duygulandırdı. Şöyle bir şey söyledi ki yüreğim parçalandı resmen.
"Haydi Bay Frodo!" diye bağırdı. "Onun senin adına taşıyamam ama seni ve seninle birlikte onu taşıyabilirim."
Filmde pek umurumda olmayan ama kitapta çok ama çok sevdiğim bir diğer karakterse Eowyn oldu. Çok güçlü bir kadın gerçekten ve onun sahnelerini okumak büyük zevk verdi bana. Hele şu sahnede ciddi ciddi coştum.
"...Seni ahmak seni! Hiçbir ölümlü adam bana engel olamaz!"
"Ama adam değilim ki ben! Karşında bir kadın var! Eomund'un kızı Eowyn'im ben. Sen benim ile beyim, hısmım arasında duruyorsun. Yıkıl, eğer ölümsüz değilsen! Yoksa canlı da olsan, kara bir ölmemiş de olsan biçerim seni, eğer ona dokunursan."
...
Tam anlamıyla bir yorum olmadığının farkındayım. Daha çok seri hakkında hislerimi yazmış gibi oldum biraz ama mazur görün.
Üçlemeyi okuyan insanlar arasına girmiş olmaktan mutluyum. Ayrıca artık en sevdiğim seriyi söylerken tek bir cevabım olmayacak!
Şu harika görselleri sizlerle paylaşıp bitiriyorum.
"Ve arkadaşlık ve sevgi ile sonsuza dek bağlanmış olan Yüzük Kardeşliği sona erdi."
Ve ilginç bir bilgi..
Tolkien 1973 yılında öldü. Bu tarihi ters çevirince 3791 rakamlarını elde ederiz.
3 Yüzük göğün altında yaşayan Elf krallarına,
7si taştan saraylarında Cüce hükümdarlara,
9u ölümlü insanlara, ölecekler ne yazık;
1 Yüzük gölgeler içindeki Mordor Diyarı'nda
Kara tahtında oturan Karanlıklar Efendisi'ne.
o.O
Siz Yüzüklerin Efendisi üçlemesini okudunuz mu?
Hakkında neler düşünüyorsunuz?
Benimle paylaşın!
Yorum Gönder
19 Yorumlar
Var ya içimdeki LOTR aşkını yeniden alevlendirdin... <3 Tartışmasız üçlemede benimde sevdiğim karakter Sam ve hatta hikayenin kahramanı. Çünkü başından sonuna kadar Frodo'nun nefsine sahip çıkarak büyük bir kahramanlık yaptı. Kişiliği ve karakteri çok güçlüydü. Seride ki hiç bir karakterin hakkını yiyemem hepsi birer efsane! :) Ne güzel açıklamışsın, alıntıları çok sevdim.
YanıtlaSilNe mutlu! Sam'siz Frodo, Sam'siz bu hikaye olamazdı. Dediğin gibi hikayenin asıl kahramanı Sam bence de.. Çok teşekkür ederim ^.^
SilYüzüklerin Efendisi dedin mi oturup aglayasim geliyor... Tolkien hayatta bir kere olsun 3 saniye de olsa sohbet etmek istediğim bir insandı. Hayatta değil ne yazıkki... Lakin bir yapıt ile olumsuz olmak bu olsa gerek. Seriyi tekrar okumak için kişi bekliyorum. Bastan sona tekrar etme niyetindeyim inşallah :)
YanıtlaSilSerinin ikinci kitabi benim içine favori dır. Sebebi ise Rohirim tartışmasız.
"Atcan yurdun efendileri son kez savaş sahnesinde... Surun beylerim benimle son defa... Zafere, ölüme, ölüme....":)
Ben de çok duygulanıyorum.. Nasıl bir deneyim olurdu hayal dahi edemiyorum, Tolkien'le sohbet etmek :D Sadece Miğfer Dibi bölümü için bile favorim ikinci kitap, o bölümü okumaktan hiç sıkılmayacağım sanırım :D Harikaydı velhasıl.. :')
SilBen filmlerini izlemesemde seriyi okumuş ve çok beğenmiştim. Gerçekten takdire değer bir seri, okuyalı olmuştu uzun süre, yorumunla o dünyaya şöyle yeniden bir döndüm. :)
YanıtlaSilÖyle bir etki yarattıysa yazım, çok sevindim :') Yorumunuz için teşekkür ederim ^.^
Silpotter ve yüzüklerin efendisi bugüne kadar gördüğüm,duyduğum, bildiğim en iyi seri diyebilirim. Bence gayet yeterli oldu :D
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum :D
SilGözde hanım öncelikle çok güzel anlatmışsınız kitabı. Elinize sağlık. Ben kitapları okumadım ama 3 filmi de izledim. Özellikle kralın dönüşünü defalarca izledim. Muhteşemdi. Sam' in de sürekli bay diye hitap etmesi çok hoş. Sevimli bir karakterdi. Kurgu müthiş. Nasıl bir hayal gücü varsa böyle kitaplar yazabilmiş Tolkien.
YanıtlaSilBence de saygıyı hak eden, büyük yazarlardan Tolkien.. Çok teşekkür ederim :')
SilPotter taam efsane ama yüzüklerin efendisi de cok başkaydı, seni anlıyorum gözde 😉 dilinin tutulmasında da haklısın, kitapların yeri bende de ayrıdır ikincisi özellikle dediğin gibi ama filmlerini çok ağır, yüzeysel bulmuştum açıkçası 😉
YanıtlaSilAynen, ikisinin de yeri çok ayrı :D Filmler tabi ki daha bir basit kalıyor kitapların yanında :D
SilNe kadar güzel anlatmışsın :) Kitaplarını okumadım, şimdi senin tavsiyen üzerine hepsini alınca art arda okumayı düşünüyorum. Filmleriyse benim için çok değerli, hatta bu yazı üzerine bir daha mı izlesem topluca diye düşünmüyor değilim:)
YanıtlaSilOku oku, hatta okuyup ardına filmleri izle, müthiş oluyor :D Teşekkür ederimmm ^.^
SilKalemine sağlık, duygularını ve hatta seriyi okuyan başka insanların duygularını dahi çok güzel yansıtmışsın. Zaten fazla söze gerek de kalmıyor, böyle bir eserden sonra kelimeler kifayetsiz kalıyor. Yalnız bence serideki en sevilmesi gereken karakter tartışmasız gandalftır. Bilgeliğiyle bütün yolu çizmiş, zeki olmakla birlikte saruman ile sembolize edilen ahlaksız tarafa sürüklenmemiş koca yürekli bir kişidir. Hele balrogla karşılaşmaları beni her defasında çok etkilemiştir. "Fly you fools" gerçi bu kitapta değil, fakat böylesine bir öyküye kim üç kitap veya film gözüyle bakabilir ki? Neyse, kaptırdım yine kendimi :D çok güzel yazmışsın
YanıtlaSilKitapta o kısmı okurken gözlerim o repliği aramıştı :D Kitapta olmasa da herkesin aklında yer etti bir kere :') Gandalf'ın yeri de başka tabii, sonuçta adam Gandalf :D Kaptırdığın iyi olmuş Vedat, yorumunu görmek mutlu etti beni. Çok teşekkür ederim :')
SilOkunacaklarda sıra bekliyor. Bu yaz Hobbit ile Orta Dünya'ya giriş yapıyorum. Sonbaharda da Yüzüklerin Efendisi'ne başlarım belki.
YanıtlaSilHobbit'ten sonra dayanamayıp hemen bile başlayabilirsin Şule abla, öylesine içine çeken bir atmosferi var ki Orta Dünya'nın.. Yorumlarını da merakla bekliyor olacağım :')
Silİki sene geçmiş yazının üzerinden ama bu yorumu buraya bırakıyorum. Okuyanları hüzünlendirecek hatta ağlatacak bi kısım: "1541 – Bu yılın 1 Mart günü, Kral Elessar göçüp gider. Denir ki, Meriadoc ve Peregrin’in mezarları büyük kralın mezarının yanına getirilmiş. Sonra Legolas İthilien’de gri bir gemi yapmış Anduin’den aşağı. Deniz’in ötesine yelken açmış; denir ki, cüce Gimli de yanındaymış. Ve o gemi de gittiğinde, Orta Dünya’da Yüzük Kardeşliği’nden kimse kalmamış."
YanıtlaSil