Saatleri Ayarlama Enstitüsü / Ahmet Hamdi Tanpınar | Kitap Yorumu

ACCENT: THE TIME REGULATION INSTITUTE by Ahmet Hamdi Tanpinar -- http://mwgerard.com/accent-the-time-regulation-institute-by-ahmet-hamdi-tanpinar/:
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ

Yazarı : Ahmet Hamdi Tanpınar

Yayım Yılı : 1961

Türü : Sembolist Roman

Puanım : 3/5


Herhangi bir şeyi mantığın dışına çıkarmamız için ona biraz dikkat etmemiz kafidir.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü geçen sene bu zamanlar okuma listeme aldığım, o zamandan beri içten içe okumaya can attığım bir kitaptı. Kitabın adı çok zevk aldığım bir derste geçmişti ve okumadığım için kendime çok kızmıştım. Adıyla zaten fazlasıyla ilgimi çeken bir eserdi, bu yüzden çok büyük bir hevesle başladım kitaba.

Yazardan okuduğum ilk kitap olması sebebiyle birkaç tereddütüm vardı tabii yine de. En önemlisi dil konusundaydı, çünkü o dönemdeki yazarların kullandığı eski kelimeler beni çok rahatsız etmese de okuma güçlüğü yaratıyor ister istemez. Her ne kadar Peyami Safa'dan alışık olsam da bu duruma, farklı bir yazarın üslubuna alışabilecek miyim korkusu vardı içimde. 

Buna rağmen dilin açıklığı ve akıcılığı beni baştan itibaren çok şaşırttı ve bunu birkaç kez hayretle söylemekten kendimi alamadım. Ağır bir anlatıma hazırlamıştım kendimi ve kitabın rahat okunur olması benim için büyük artıydı. Zira başlarda konu itibariyle gerçekten çok sıkıldım. 


Yıldızlar birbiriyle konuşabilir, insan insanla konuşamaz. 

Üslup, kullanılan dil konusunda hiçbir sorun yoktu ama kitabın içine girmekte öyle zorlandım ki çoğu kez okumayı bırakmayı bile düşündüm. Fakat kitabı bir kenara kaldırdığım anda onu bir daha kolay kolay elime alamayacağımı da bildiğimden sabırla okumaya devam ettim. İyi ki etmişim, çünkü yanılmadım ve kitap sonradan açıldı. Neyse ki.

Kitabın ana karakteri Hayri İrdal, geçmişinden başlayarak, söz konusu enstitünün nasıl kurulduğunu anlatıyor aslında. Kitabın başında sıkça bahsettiği, onu bir hiçken olduğu kişi konumuna getiren, "velinimetim" dediği Halit Ayarcı'yı öyle bir merak ettiriyor ki İrdal'ın yolu onunla kesişsin diye dört gözle bekliyorsunuz. 


Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir.
Kitabın başlarında sıkıldığımdan bahsetmiştim; bunun nedeni, bence yazarın çok fazla ayrıntıya değinmiş olmasıydı. Hayri İrdal'ın çevresindeki insanları anlatırken kurguya çok da etkisi olmayan meseleleri geniş çapta ele alması beni fena halde boğdu doğrusunu söylemek gerekirse. Sayfaları atlamamak için kendimle savaştım, ki bunu yapmaktan nefret ederim normalde. 

Aslında kitabı okurken pek de farkında olmadım ama sonradan, üzerine düşününce İrdal'ı en son haline getiren olayları ve insanları çok güzel bir süreç içinde anlatmıştı yazar. Ana karakterin gelişimi aslında bariz bir şekilde gözler önünde, fakat kitap bittikten sonra yan karakterler ve oluşturdukları etkiler konusunda biraz kafa yorunca her şey yerli yerine oturuyor ve daha açık hale geliyor bence.

Kitabın arka planında, o dönemde neredeyse her kitaba konu olmuş mesele, Doğu-Batı çatışması yer alıyor. Modernleşme yolundaki Türkiye ve iki taraf arasında bocalayan, hatta saçmalayan halk. Olay örgüsü içinde insana komik, kimi zaman ironik gelen birçok nokta olsa da aslında bunlar o dönemin, hatta belki bugünün bile, gerçekleri. Yazar bunu sadece kurgusuyla değil, baskın olarak oluşturduğu karakterlerle vermiş okuyucuya. Bu açıdan bakıldığında aslında romanın kahramanları birer karakterden çok tiptiler; dolayısıyla roman dönemin zihniyetine yapılmış bir eleştiri niteliği de taşıyordu. 


İnsan talihi bu idi. Hiç kimse yıldız olarak kalamıyordu. Muhakkak hayalimizdeki yerinden inecek, herkese benzeyecekti. 
Bunun yanı sırada kitapta çok sağlam yardımcı düşünceler de vardı. Örneğin çok hoşuma giden bir tanesi; işini severek yapmanın önemi ve çalışıp hiçbir üretimde bulunmamanın insanda yaratacağı manevi boşluk ve tatminsizlik duygusu...

Bunların dışında kitaba neden üç puan verdiğimi de belirtmek istiyorum. Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nden daha farklı bir şeyler bekliyordum. İçinde barındırdığı düşünce ve felsefe hoşuma gitmiş olsa da eksik bir şeyler kalmış gibi hissediyorum. Belki sonu yeterince vurucu gelmediğinden olabilir bu durum. 

Ben yeterince beğenmiş olsam da, kitabın herkese hitap edeceğini düşünmüyorum. Yavaş başlayan, sonradan açılan kitapları okumak konusunda sabırlıysanız, keyif alabilirsiniz. Dediğim gibi dili veya anlatımıyla ilgili hiçbir sıkıntı yaşamadım ama sorun - ilk başlarda - kitabın çok yavaş ilerlemesiydi. 

Güzel bir hiciv örneğiydi. Bu tür kitapları sevenlere mutlaka tavsiye ederim.



En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi.
Zanaatkarın yerini tüccarın alması acınacak şeydir hakikaten.


Weird Art by Austria Norvz 03:

Siz Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü okudunuz mu?

Hakkında neler düşünüyorsunuz?

Benimle paylaşın!

Yorum Gönder

25 Yorumlar

  1. Kitabı okumadım ama radyo tiyatrosunu dinlemiştim ve çok hoşuma gitmişti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Radyo tiyatrosu hiç dinlemedim ama ilgimi çekmiyor da değil :')

      Sil
  2. ben sevmiştim, özellikle ikinci bölümünü... sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk bölümden sonra ben de keyifle okudum aslında :D Teşekkürler :')

      Sil
  3. Ahmet hamdinin boyle bir kitabi oldugunu bilmiyordum. Hic duymamistm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın kalemini seviyorsanız, bu kitabından da keyif alırsınız bence :')

      Sil
  4. Hala okuyamadığım için kendime tekrar kızdım şu an :)

    YanıtlaSil
  5. Öncelikle eline sağlık, güzel bir inceleme olmuş. Çok derin ve başarılı bir kitap benim gözümde. Ağır ilerleyen, üzerinde düşünerek, araştırarak, karakterleri irdeleyerek okunması gereken yani özel ilgi isteyen bir kitap. Ben açıkçası kitapla ilgili yazacaklarımı yoruma sığdıramıyorum ama herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. İncelemesini de yapmıştım kendimce. Üzerinde ciddi incelemeler yapılan, örnek gösterilen bir eser zaten, baş yapıt diyebiliriz. Ben hayran kalmıştım açıkçası bitirdikten sonra ve ileride mutlaka tekrar okumayı düşünüyorum. Bu yorumdan sonra söylememe gerek yoktur herhalde ama benim puanım 5. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya, ilgi istediği konusunda çok haklısın. Hakkında yazılan birkaç makaleyi okuyunca kaçırdığım noktalar olduğunu da görüp çok şaşırmıştım hatta. Senin incelemeni de okumalıyım :D Ben de içten içe bir kez daha okumam gerektiğini hissediyorum.. Teşekkürler :')

      Sil
  6. Bende çok büyük bir hevesle almıştım. Ama bir yıla yakın bir süredir okunmayı bekliyor. :) Kalın bir kitap olduğu için sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yavaş başladığını da göz önüne alarak, iyi bir zamanlama yakalamanı öneririm kitaba başlamak için :D

      Sil
  7. Okudum ve tiyatroda izledim :)
    Ben sevdim :)) Ayrıntıya fazla girmesi, kitabın kalın olması beni pek etkilemiyor. Hatta gerçek edebiyat tadının, hikayenin gidişinden çok ara cümlelerde olduğunu düşünüyorum. Yani iyi yazanın farkının burada olduğunu.
    Ama sanırım çoğu böyle düşünmüyordur, sürükleyicilik akımı diyelim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kurguyla alakası yoksa, derin bir düşünce, ne bileyim bir felsefeyi de barındırmıyorsa içinde, ben bu tür ayrıntıları okumayı pek sevmiyorum.. Zevkler ve renkler tartışılmaz tabii, yorumunuz için teşekkür ederim :') Bol okumalar :)

      Sil
  8. Bence zamanlamayı çok iyi ayarlamalısın İlkay, Serhat'ın da dediği gibi ilgi isteyen, sindirilerek okunması gereken bir kitap :') Umarım sırası yakın zamanda gelir :D

    YanıtlaSil
  9. Kitabın adı da benim ilgimi çekmiştir hep ama okumayı hiç düşünmemiştim, sonra açılan kitaplar da sabır ister. Ben o sabrı gösterebilir miyim pek emin olamadım ama belki ilerleyen zamanlarda okurum ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, o sabrı gösterebileceğinden emin olduğun bir zamanda oku :D

      Sil
  10. Şu kitabı bir türli okuyamadım, burada görünce hatırladım. Hatırlattığınız için teşekkürler, efendim :)

    YanıtlaSil
  11. Bu kitap ironik bir dille yazılmış Enstitü de karakterler de arka planda dediğiniz o dönemi anlatan simgeler aslında. Bu bakış açısıyla okunmayınca sıkıcı bulunabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabın bir hiciv örneği oluşunun ve sembolik bir kurgu olduğunun farkındaydım okurken. Karakterlerin aslında karakterden çok birer tip olduğunu düşündüğümü de yazmıştım yorumunda. Buna rağmen, yani bu bakış açısıyla okurken de kimi yerlerinde sıkıldığımı hatırlıyorum. Zevkler ve renkler tartışılmaz kısacası :')

      Sil
  12. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  13. Nihayet yıllardır merak ettiğim bu kitabı aldım. Bakalım nasıl olacak. sabırla ve heyecanla tez zamanda bitirebilexcek miyim

    YanıtlaSil