Muggle'dan Öneriler #2 | İngilizcenizi Geliştirmek İçin...


Herkese merhaba!

Bu yazı dizisine çok büyük bir hevesle başlamıştım ama öyle kalmıştı, devamını uzun süre getiremedim - durumları biliyorsunuz. Neyse, bugün güzel, benim zamanında faydasını çok gördüğüm bir yöntemi önereceğim size.

Lisedeyken alanım yabancı dildi ve o zamandan beri kendimi bu alanda geliştirmek istiyordum - hala da devam ediyor bu süreç aslında. 

Biliyorsunuz ki dil öğrenmek yalnızca söz konusu dilin dil bilgisi kurallarını öğrenmek, kelimeler ezberlemek demek değil. Bu yüzden ki ilkokuldan beri Ingilizce eğitimi alan insanların yüzde doksanı mezun olduktan sonra İngilizce'yi aktif bir şekilde kullanamıyor, hatta derdini anlatacak kadar bile dili bilmiyor.

Bu da eğitim sistemimizin bozukluklarından yalnızca biri, bir girersem bu konuya çıkamam, o yüzden neyse deyip geçiyorum.


Bir dil öğrenirken, o dili konuşan insanların düşünce yapısını ve kültürünü de öğreniyorsunuz, daha doğrusu öğrenmeniz gerekiyor. Aksi takdirde belirli kalıpların ezberine dayalı bir öğrenmenin ilerisine geçemezsiniz. Bir dili bilmek demek bana göre, o dili anlamaktan ziyade, o dilde düşünüp o dilde konuşabilmektir. Dünyayı o dili konuşan insanların gözünden görebilmektir. Bu yüzden aslında yapılmaya çalışılması gereken şey kendimizi o dilde düşünmeye hazırlamak, alıştırmaktır.

Bunu yapmak için yabancı dizi/filmler izlemek de yetmiyor bana göre. İnsanı düşünmeye iten en etkili şey nedir peki? Evet, kitap okumak.

Herhangi bir dilde düşünebilmeye, dolayısıyla konuşabilmeye, o dili daha sağlıklı bir şekilde anlamaya başlamak için o dilde bir şeyler okumamız gerekir. Eğer söz konusu dil İngilizce ise şanslıyız, çünkü inanılmaz derecede çok kaynak var. Okuyacak bir şeyler bulmak İngilizce için hiç de zor değil. 

Burada mesele, İngilizcemizin yeterli olduğuna kanaat getirip bir şeyler okumaya karar vermekte. Sonra düşünmemiz gereken şey nereden, nasıl kitaplardan başlamamız gerektiği. 

Lisedeyken benim yöntemim çok basit ama bir o kadar da etkili bir yöntemdi. Önceleri zaten izlemiş olduğum dizi ve filmleri altyazısız izlemeye başladım. Bu dinleme-anlama becerimi geliştirdi fakat hala yeterli gelmiyordu bana çünkü dizi ve filmlerde gördüklerimiz buz dağının üstünde kalan kısım ve bence oldukça sığ. Ben o dilin derinliklerine inmek ve kelimelerle nasıl oynandığını görmek, kısacası o dilin estetik algısını da kavrayabilmek istiyordum. 

Bu düşünceyle İngilizce kitap okumaya karar verdim ama bir türlü cesaret edemiyordum tabii. Filme ya da diziye uyarlanmış romanları araştırdım ve önce ters bir yol izleyerek, kitabı okudum, sonrasında filmini izledim. 

Bu yol da güzel fakat eksik kaldığı nokta, kitabı okumayı değil, filmi izlemeyi daha kolay ve keyifli hale getirmesi. Yani kısacası siz önce kitabı okuyarak filmi orijinal dilde izlemenizi kolaylaştırıyorsunuz. Fakat dediğim gibi ben film ya da dizileri izlerken anlama güçlüğü çekmiyordum zaten. Benim istediğim tam tersi bir sonuç almaktı.

Bu yüzden yöntemi biraz değiştirdim ve izlemiş olduğum film veya dizilerim kitaplarını okumaya yöneldim. Böyle olunca konuyu ve olayları zaten biliyorsunuz ve yapmaya çalıştığınız tek şey bunları o dilde nasıl ifade etmiş yazar, onu çözümlemek oluyor. Kısacası kendinizi o dilde yazılmış ve önceden hiçbir fikriniz olmayan kitapları okumaya alıştırıyorsunuz. 

Biraz zaman geçince, okuduğum kitapların orijinal dilde olanlarına yöneldim ki bu daha keyifli ve daha verimli bir deneyim olmaya başladı benim için. Çünkü tam anlamıyla karşılaştırabiliyorsunuz cümleleri, üstü kapalı ifadelerin nasıl verildiğini ve en önemlisi, bir kitabın, bir eserin çeviride - en iyi çeviride dahi - bir şeyler kaybettiğine, kendisinden bir şeyler eksilttiğine şahit oluyorsunuz. Çünkü doğal olarak, bir dilde anlatılan herhangi bir ifadenin diğer dilde anlatılış şekli birçok dış etkene - en önemlisi bir çevirmene - maruz kalıyor. Tabii burada bahsettiğim durum edebi metinler için geçerli.


Ben yabancı dile yöneldiğimden beri çeviri alanında kendimi geliştirmek istediğimden bu kadar teferruatlı bir yöntem izledim. Siz yalnızca yabancı dilinizi geliştirmek ya da canlı tutmak istiyorsanız ve okumak için çekinceleriniz varsa, hangi kitaptan başlayacağınızı bilmiyorsanız dediğim gibi önceden bildiğiniz bir konuyu, olayı anlatan, arka planını bildiğiniz bir hikayeyi ele alan kitaplardan başlayabilirsiniz.

Ayrıca, benim de denediğim bir şeydi, izlediğiniz animelerin mangalarını okuyabilirsiniz. İngilizcelerine ulaşmak gerçekten kolay. Ayrıca çok eğlenceli oluyor çünkü biliyorsunuz animeye uyarlanırken mangadan çok fazla şey atılabiliyor.

En sevdiğiniz uyarlama filmin kitabını okuyabilir; okuyup çok beğendiğiniz bir kitabın orijinalini okuyabilirsiniz. Belki de sizi o kadar zorlamadığını görecek ve çok mutlu olacaksınız.

Ayrıca bu yöntemle, kelimeleri daha sağlıklı bir şekilde öğrenebilirsiniz bence. Kelimelerin cümle içinde kullanımlarını görüp anlamlarını daha iyi kavrayabilirsiniz. Bir süre sonra sözlük yardımı bile olmadan cümleden, bağlamadan bilmediğiniz bir kelimenin anlamını çıkarabilirsiniz ve emin olun bu şekilde öğrendiğiniz bir sözcüğü ya da kalıbı kolay kolay unutmazsınız. Ezber yapmaktan çok çok daha iyi bir yol bence kitap okuyarak kelime öğrenmek. Saatlerce kelime ezberi yapmak zorunda da kalmayacaksınız.

Birkaç kez bu soruyla karşılaştığım için böyle bir yazı yazma gereği duydum. İngilizcesini geliştirmek isteyenlere verdiğim ilk tavsiye budur. Umarım sizin de hoşunuza giden bir yöntem olmuştur ve denemeyi düşünürsünüz.

Yani umarım, faydalı bir yazı olmuştur. Ben şu anda aynı yönetimi Almancam için deniyorum, aynı şekilde faydasını görürsem Almanca için de önerilerle gelebilirim.

Olumlu olumsuz sonuçları benimle paylaşırsanız çok ama çok mutlu olurum.

Şimdi son olarak size birkaç kitap önermek istiyorum. Bu kitapların dili oldukça basit. Ayrıca okuması da oldukça keyifli kitaplar. Eğer hiç İngilizce bir kitap okumadıysanız, aşağıda önereceğim kitaplar başlangıç için iyi olabilir. 

- The Perks of Being a Wallflower / Stephen Chbosky

Kendisi benim okuduğum ilk İngilizce kitap olma özelliğini taşıyor. Bu yüzden yeri her zaman ayrı olacak. Mektuplardan oluşan bir kitap ve bu yüzden asla sıkmıyor. Uzun değil, kısa bir kitap. Zaten dili de basit, ama ayrıca hikayesi çok güzel, çok etkileyici. Sıkılmadan, keyifle okuyacağınız bir kitap olacaktır bence. Filme uyarlandı, dilimize de çevrildi. Başlangıç için mükemmel bir seçenek olabilir diye düşünüyorum.

- Love, Rosie / Cecelia Ahern

Bu kitap bana hediye gelmişti, o yüzden geçtiğimiz yaz okudum ancak. Yazarın yormayan, akıp giden bir anlatım tarzı var ve kelimeler, cümleler oldukça basit, anlaşılır. Konu da ilginç hatta oldukça ilginç. Yine mektuplardan, e-postalardan ve notlardan oluşan bir kitap, o yüzden okuması ayrı bir eğlenceli. Filme uyarlandı, dilimize çevrildi. Bu kitaba da bir şans verebilirsiniz başlangıç seçimleriniz arasında.


- Fortunately, the Milk / Neil Gaiman

Uzun öykü kategorisine giren bir kitap ve soluksuz okuyacağınız bir hikaye. Çok komik, çoğu yerinde bayağı güldüm. Ayrıca fantastik okumayı seviyorsanız sizin de çok hoşunuza gidecek. Sanırım çocuk kitabı kategorisine giriyor. Fazlasıyla anlaşılır bir dili var. Gaiman seviyorsanız kaçırmayın. Filme uyarlanmasa da Türkçe'ye çevirisi yapıldı. 



Siz bu yöntem hakkında neler düşünüyorsunuz?

Benimle paylaşın!



Yorum Gönder

27 Yorumlar

  1. Yazı için çok teşekkürler, gerçekten çok faydalı bilgiler vermişsin. Ben de bir süredir her hafta İngilizce makale okuyup sunumunu yapıyorum. İngilizce bilgim akademik düzeyde olmadığı için makaleleri okurken zorlanıyorum. Dediğin gibi, dilin estetiğini anlamak istiyorum, ezberle bir yere kadar gidiliyor.
    Film - kitap paralelinde okuma yapmak şahane fikir, öneri kitaplar için çok teşekkürler. =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faydası olursa ne mutlu bana. Çalışmalarında başarılar, kolay gelsin :')

      Sil
  2. Mantıklı bir yöntem. Sadece kelime ve gramer ezberleyerek bütünü ve akıcılığı sağlayamıyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle, ezbercilikten kurtulmamız lazım. Bilhassa dil öğreniminde.

      Sil
  3. Ya bende çok istiyorum ingilizcemi geliştirmeyi ☻ Ama olmuyor, yapamıyorum. Hata nerede bilemiyorum. Bu yöntemi de bir deneyeyim ben o zaman, inşAllah işe yarar ♥ Çok güzel bir yazıydı, kitapları da hemen not ediyorum. ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şey istemekte bitiyor, bence istiyorsan yapabilirsin. Umarım önerdiğim yöntemin faydasını görürsün, olumlu sonuçlar alırsan benimle de paylaş lütfen, çok mutlu olurum. :')

      Sil
  4. Yıllarca ingilizce eğitimi alıp ingilizceyi konuşamama becerisine sahip az ülkelerden biriyiz sanırım.Yabancı dil bilmek kesinlikle önemli.Yurt dışına çıktığında da yoğun olarak eksikliğini hissediyorum ben.Bir ara Malta'daki uygun fiyata olan dil kurslarına bakmıştım.Belki ilerleyen süreçte gidebilirim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten en çok öyle belli ediyor kendini. Okulda konuşmaya çalışmakla dışarıda, gerçek bir problem karşısında derdini dile getirmek, getirebilmek arasında dağlar kadar fark var. Umarım geliştirebilirsiniz İngilizcenizi.. :')

      Sil
  5. Araya bir yaz tatili girdiğinde bile fark ediyor ne yazık ki. Bunun sebebi de dediğim gibi dili aktif kullanamıyor oluşumuz. Umarım faydalı olur önerdiklerim, sonuçları benimle de paylaşırsın artık :')

    YanıtlaSil
  6. Valla benim zamanında İngilizcem çok iyi idi ama nankör bir dil kullanmaya kullanmaya bayağı paslanmışım bu taktikler iş görür. Love, rosie inin kitabı da varmış demek ben filmini izlemiştim başrolde sam claflin var diye. Güzeldi. Neil geiman hayatta en okumak istediğim yazılardan aöa listemdeki kitaplarda ona bşr türlü sıra gelmiyor ki ama postuna rastlamak okuyacağıma okan inancımı biraz daha arttırdı. Çok güzel yorumlamışsın ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, dil nankör, kullanılmaya görsün hemen unutturur kendini ne yazık ki.. Neil Gaiman'ı listenin başına çekmeni ve bir an önce okumaya başlamanı öneririm. Sen de ertelenmemesi gereken bir yazar olduğunu göreceksin :') Çok teşekkür ederimm ^^

      Sil
  7. Bu aralar bir yabancı dil blogu açsam mı diyordum. Yazın denk geldi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa güzel tesadüf olmuş. Açarsan bana da haber ver lütfen :')

      Sil
    2. Ben geçen sene bahar aylarında önce İngilizce olarak açmıştım bloğumu. Ama gördüm ki, ingilizce blog anlamında çok fazla rekabet var ve o kadar iş güç arasında sadece yazıyı yazıp yayınlamakla olmuyor bu işler. Daha arka planda nasıl bir yol izlemem gerektiğini bilmiyordum şimdi hatta yeni yeni öğreniyorum. Sadece bir diziyi her bölümüyle inceleyip bırakmıştım. Belki bir fikir verebilir diye buraya paylaşıyım, bakın bakalım nasıl olmuş :) https://fairyferi.blogspot.com/

      Sil
    3. İngilizce ya da Almanca blog yazmayı ben de çok istiyorum ama gereken cesareti bir türlü bulamıyorum :D Dizi incelemesi yazman harika bence, devam etmelisin kesinlikle. Bloguna şöyle bir göz attım da atmosferi çok hoşuma gitti :')

      Sil
    4. Teşekkür ederim, ama şimdilik hazır başlamışken Türkçe olanına devam etmek istiyorum :) Hazır hikaye de yayınlamaya başlayacağım çünkü, bana da beklerim :)

      Sil
  8. filmler dizileeer bol kitap ve bol dergiiiiii :)

    YanıtlaSil
  9. bi de, şu kitapları tavsiye ediyom bak.

    reader at work 1
    reader at work 2

    odtünün kitapları ve klasik. bu ikisini anlayarak bitirirsen ingilizcede sorunun kalmaz :) hatta bizim yds sınavlarında filan burdan soruyolar. bunları bitirirsen devamları da var.

    more to read 1
    more to read 2

    YanıtlaSil
  10. Öncelikle ellerine sağlık Gözde<3 Yazıyı okudukça ingilizce okuma şevkim kademeli olarak arttı :D Aristotle and Dante Discover the Secrets of the Universe'ü okumuştum ilk ingilizce kitap olarak ve dili aşırı sade olunca çok rahat okuyup anlamıştım ve bayağı da gaza gelmiştim böylece. 1-2 kitap daha şansım yaver gitti basit kitaplara denk geldim ama sonrasında okumayı denediklerim beni hayal kırıklığına uğratınca (daha doğrusu ingilizce seviyem beni hayal kırıklığına uğratınca) şevkim kırıldı bıraktım öyle. Önerdiğin kitapları not aldım, kaybettiğim o okuma şevkini geri getireceklerine inanıyorum :'))) Yanlış hatırlamıyorsam Love, Rosie Poyraza Çare'ye benziyor demiştin. Oradan da okumak aklımdaydı. Şimdi iyice okuma listesinde yukarılara çıktı :D
    İngilizce kitap okuma konusunda ufak nacizane bir öneri de benden gelsin o zaman. Seri kitapların ilk kitabını Türkçe okuyup ikinciyi İngilizce okumak da yardımcı oluyor. Karakterleri, olay örgüsünü bilip okuması rahat oluyor :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aristotle and Dante'yi okumadım daha ama çok istiyorum, bakalım ne zaman nasip olacak :D Senin önerin de çok mantıklı bak, yazarken aklıma gelmemişti. Gayet iyi sonuçlar alınabilir :')

      Sil
  11. Galiba ben hayatim boyunca yabanci dil öğrenemicem. Çünkü bunaklığım hat safhalarda şu an. İşime gelmeyen hiç bir şey aklımda kalmıyor 😀😀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında dil öğrenimi hafızaya da iyi gelir, yeter ki isteyin :')

      Sil
  12. Harika bir yazı olmuş. Başarılı insanların deneyimlerini paylaşmaları çok önemli ve takdire değer bir durum. Yazıdaki harika önerilerin yanında çorbaya azıcık tuz da ben ilave edeyim:

    Dinleme becerisini geliştirmek için BBC podcast'leri dinlenebilir. Özellikle In Our Time serisi bu iş için biçilmiş kaftan. Gerçek BBC radyo programları bunlar ve bilimden tarihe kadar her konu işin uzmanlarıyla ele alınıyor. İlk bir iki seferde anlamak zor gelebilir ama kendinizi biraz zorlayınca, üçüncü dördüncü dinlemede "ben bu cümleyi daha önceden nasıl anlamadım" diye kendinize hayret ediyorsunuz. Bu şekilde aslında bildiğimiz ama bir türlü yan yana getirip cümle kuramadığımız kelimeleri nasıl pratik bir şekilde kullanacağımızı öğreniyoruz.

    Konuşma becerisi için ise her iki dilde de tonlarca örnek cümlelerin bulunduğu çeviri kitapları şart. En iyi örnekler Fono Yayınlarının "İngilizce Çeviri Tekniği" kitabı ile Hacettepe-Taş yayınlarının yanlış hatırlamıyorsam "İngilizce Çeviri Kılavuzu" kitabı.

    Bu kitaplarda o kadar çok örnek cümle var ki anlatamam. Cümlelerin üzerinden geçtikçe insanın günlük hayattaki konuşma becerisi de artıyor.

    Umarım yazıdaki güzel önerilere bir parça da olsa katkım olmuştur.:)

    Gözde, artık blog'unun sıkı takipçisiyim, yeni yazılarını merakla bekliyorum...

    YanıtlaSil
  13. Değerli görüşlerini paylaştığın için çok ama çok mutlu oldum Batur abi, senin tavsiye ve önerilerin benim için çok kıymetli. Bahsettiğin yöntemleri kesinlikle deneyeceğim, olumlu sonuçlar alacağımdan da eminim. Seni burada görmek harika, hoş geldin! Ve çok çok teşekkür ederim, hem önerilerin hem de güzel düşüncelerin için :)

    YanıtlaSil
  14. Hala geçerli olan öneriler ama :D Umarım işine yararlar canım, iyi çalışmalar :')

    YanıtlaSil