Yazar Muggle
Kıskançlık
Birbirlerini seviyorlardı. Bunu
hareketlerinden, vücutlarının duruşundan, gözlerinden,
etraflarına yaydıkları enerjiden anlayabiliyordum. Bu enerji önce
insanı mutlu ediyordu. Onlar adına, dünyada böyle aşklar
olduğunun bilincine varıp, mutlu oluyordunuz. Onlar için daha iyi
günler diliyordunuz.
Tanımadığınız bu insanların
aslında nasıl tek bir ruh olduğunu görüp şaşkına dönüyordunuz
sonra. Tüm bu duyguları kıskançlık izliyordu. Hepsinden daha
ağır basıyor, boğazınızı kurutuyor, midenizi burkuyor,
gözlerinizi karartıyordu. Başka hiçbir duyguya yer bırakmadan
dolduruyordu içinizi ve artık onların da şimdi sizin hissettiğiniz
gibi hissetmesini istiyordunuz. Sadece bir anlığına sizi
görmelerini, aklınızdan geçenleri anlamalarını, sizi bir an
için birbirlerini sevdikleri gibi sevmelerini istiyordunuz.
Kıskançlık kolay kolay çıkarıp
atacağınız bir his olmuyordu. Yerini alan acıma yavaş yavaş
içinize yerleşiyordu ve ağırlığıyla bacaklarınız tutmaz
oluyordu ve kimsenin sizi görmesini istemiyordunuz. Görünmez olmak
istiyordunuz.
Sevmek, sevilmek umurunuzda olmuyordu.
Sadece, görünmez
olmak, hiçbir şey olmak - şey - daha fazla hiçbir şey olmak
istiyordunuz.
Yorum Gönder
2 Yorumlar
Kıskançlık dendiği zaman sizin bu yazınız aklıma gelirse hiç şaşmam... Kıskanlığı bildiğimiz bir halde değil de farklı bir yönü ile ele almışsınız. Güzel bir anlatım olmuş.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :')
Sil