Venedik'te Ölüm / Thomas Mann | Kitap Yorumu


Venedik'te Ölüm

Yazarı : Thomas Mann
Çevirmeni : Behçet Necatigil
Yayım Yılı : 1912
Türü : Uzun Öykü
Puanım : 3/5



"Çünkü insan insanı hakkında bir yargıda bulunmadığı sürece sever, yüceltir; özlem eksik tanımanın bir sonucudur."

Öncelikle belirtmek istedim, Venedik'te Ölüm benim için çok zor bir okuma oldu. Hele de sınavlarınız filan varsa, ne bileyim meşgulseniz bir şeylerle kitabı okumayı biraz erteleyin derim.

Sanırım yorumlanması da bir o kadar zor bir kitap Venedik'te Ölüm. Okurken bile düşüncelerim devamlı yön değiştirdi, kitap hakkında neler hissettiğimi tam olarak bilemedim. Hep bir yargıya varma amacındaydım ve bunun için hep bir sonraki sayfayı bekledim sanki. 

Kitap olaysız geçiyor, duygulara ve fikirlere ağırlık verilmiş. Belki de bu yüzden herkesin seveceği bir kitap değil bana göre. Çok ağır ilerliyor, uzun cümleler, ayrıntılı betimlemeler, boğucu ruh çözümlemeleri yer alıyor kitapta. Bir melankoli havası hakim. Kitabın üçte birini yüksek sesle okuduğumu itiraf ediyorum, çünkü cümlelerin başını sonunu yakalayamıyordum. Tane tane okuyup ancak sindirebildim yazarın ağır cümlelerini. 

Adından hareketle bir çıkarım yapmayın benim gibi. Ben yine isme kanıp bir cinayet vardır ve onun gizemi konu ediliyordur diye düşünmüştüm ama yine, yeniden yanıldım. Kitap beni hem konusu hem de işlenişi bakımından ciddi anlamda dumura uğrattı diyebilirim. 

Konusunu nasıl anlatırım bilmiyorum, aslında kısaca söz etmek bile istemiyorum. Çünkü kitabın tek can alıcı noktası konusu, ben de bunu yok etmek istemiyorum aslında. Arka kapak yazısını da okumayın derim ben. 

Sadece şunu söyleyebilirim ki kitap çok ince bir meseleyi ele alıyor; bir sanatçının gerçek güzellik karşısındaki teslimiyetini işliyor. 

Dediğim gibi kitapta çok uç noktalar var ve herkesin beğeneceğini düşünmüyorum bunları. Ben de okurken sürekli fikir değişiklikleri yaşadım, nasıl yorumlamam gerektiğini bilemedim kitapta anlatılanları. Olayı çevremdekilere anlatırken kendimi, daha doğrusu yazarın varmak istediği düşünceyi ifade edemediğimi fark ettim. İşte bu yüzden kitabı yorumlamak da çok zor. Ancak okuduğunuzda ne söylediğimi anlayabilirsiniz bence.

Kitap okunması ve idrak etmesi kolay bir şey değil. İlk bakışta sığ ve basit bir konuyu ele aldığı sanılabilir ama biraz üstünde düşününce farkına varacaksınız ki bu hikayenin anlatmak istediği bir şeyler var. Eğer bu tür kitapları okuma konusunda sabırlıysanız ve olaysız kitapları okumayı seviyorsanız Venedik'te Ölümü okumanızı tavsiye ederim. 

Görüşlerinize ters birtakım olaylar bulabilirsiniz ama meselenin derinliğini bir irdelemeyi denerseniz çok farklı sonuçlara ulaşacağınızı düşünüyorum. Açık fikirli olmak bu kitabın vermek istediğini tam olarak kavramanın tek gerekliliği bence.

Yazının devamı kitabı okumuş olanlar içindir.

Okuma sırasında çok fazla git geller yaşadığımı söylemiştim yukarıda. Bunun nedeni de tabii ki Aschenbach'ın Tadzio'ya karşı duyguları hakkında ne düşüneceğimi bilemememdi. İlk önce çok yanlış, çarpık geldiğini inkar edemem. Hatta öyle rahatsız geldi ki olay bana bir an kitabı okumayı bıraktım ve kafamı toparlamak istedim. 

Kitap hakkında yazılan yorumları okuduğumda çoğu insanın kitabı bu şekliyle değerlendirdiğini, gereksiz bir kurguya sahip olduğunu yazdıklarını gördüm. Çoğu insan işlenen aşkı, pedofili olduğunu söylemiş. Bilmeyenler veya ne olduğundan emin olmayanlar pedofilinin tanımına şuradan bakabilirler. 

Kitabı bu bakış açısından okumak yerine gerçekten anlamlandırmaya çalışarak okuduğunuzda göreceksiniz ki bunun pedofiliyle uzaktan yakından alakası yok. Bir kere Aschenbach'ın, Tadzio'ya olan hislerini okurken cinsellikle ilgili tek bir ifade görmedim ben, yoktu da zaten. Tadzio'ya olan aşk, bedensel, fiziksel bir aşktan çok çok daha anlamlıydı, derindi. 

Zaten, ne yalan söyleyeyim pek de anlamadığım, mitolojik simgelendirmeler bunun bambaşka bir aşk olduğunu göstermiyor muydu? Tadzio'da gerçek ve saf güzelliği gördü bence Aschenbach ve bir yerde ima ettiği gibi, onda Tanrısal güzelliğin yansımasını görüp ona bağlandı. 

Ana karakterin, Tadzio hakkında düşünceleri hiçbir zaman cinsel çekicilik yönünde değildi zaten. 

Beni çok etkileyen bir aşktı. Hele Aschenbach'ın farkında olmadan Tadzio'nun kapısına başını dayayıp öylece beklemesi filan çok ilginçti. Önceleri baba sevgisi gibi gelen duygunun aslında karşılıksız bir aşk olup çıkması da garip hissettirdi bana. Tadzio'nun çelimsizliğini görüp yakında öleceğini düşündüğünde Aschenbach'ın sevinmesi, bir yandan da ondaki güzelliği kıskandığını ortaya çıkarıyordu. 

Kısacası beni gerçekten hayrete düşüren duygulara sahipti karakter. 

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz merak ediyorum, lütfen benimle paylaşın..


ALINTILAR

"Girgin, konuşkan bir adamınkine oranla, içine kapanık, suskun birinin gözlem ve izlenimleri daha bulanık olmakla beraber daha derinlere işler; onun düşünceleri daha ağır, daha gariptir ve daima bir hüzün gölgesi taşır."

"Yalnızlık orijinaliteyi, o cesurca ve yadırgatıcı güzelliği, şiiri yaratır."

"Sevenin sevilenden daha tanrısal olduğu, çünkü Tanrı'nın sevilende değil, sevende bulunduğu fikrini söyledi."

"Tamamen duygu olabilen düşünce, tamamen düşünce olabilen duygu, yazar için bir mutluluktur."

"Fikir güzelliğin önünde tapınarak eğildiği vakit doğanın hızla titrediği düşüncesiydi bu."



Siz Venedik'te Ölüm'ü okudunuz mu?
Hakkında neler düşünüyorsunuz?
Benimle paylaşın!

Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. şu sıralar ki ruh halime pek uygun bir kitap değil anlaşılan... sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, bu kitap için ruh hali fazlasıyla önemli.. Teşekkürler ^^

      Sil
  2. Bazı kitapların okunmak için zamanları oluyor, dersler varken ben de pek odaklanamıyorum. Gerçi şimdi de odaklanamama bahanem ramazan :D
    Mimlendiğini de belirtmek isterim :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen ya ruh haline bakıyor kitaplara olan yaklaşımımız bence de.. Mim mi dedinn! ^.^

      Sil
  3. Güzel yorumunuza sağlık bana göre değil sanırım anlattığınız kadarıyla ağır tempolu gitmekteyse bir yerden sonra sıkılabilirim... güzel anlatım için teşekkürler ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, kitap bayağı sabır gerektiriyor. Özellikle yaz sıcağında hiç çekilmez aslında :D Ben teşekkür ederim :)

      Sil