Aşk-ı Memnu / Halit Ziya Uşaklıgil | #kom2020


Aşk-ı Memnu
Yazan: Halit Ziya Uşaklıgil
Günümüz Türkçesine Uyarlayan: Ali Faruk Ersöz
Yayım Yılı: 1900 (İş Bankası Kültür Yayınları - Ocak 2020)
Tür: Realist, Naturalist Roman


"Halbuki o, öyle bir yalnızlık istiyordu ki rüyasız bir uykuya benzesin."

Yıllardır okumak istediğim klasiği sonunda okumuş bulunmaktan gerçekten çok mutluyum. Aşk-ı Memnu, günümüze uyarlanarak çekilmiş dizisi ile epeyce dillerde dolaştı, eleştiriler aldı, çok sevildi... Her yıl tekrar yayınlanıyor ve duyduğum kadarıyla finali hep izlenme rekoru kırıyor. Ben de daha geçen sene ilk kez izlemiştim diziyi, beğenmediğimi söyleyemem. Hoşuma gitmeyen tek şey Beren Saat'in oyunculuğu olmuştu ama güzelliği ile bir şekilde izletiyor kendini..

Diziyi izledikten sonra kitabı daha çok merak eder olmuştum. Lisede yazarın Mai ve Siyah eserini edebiyat dersim için okumuş ve çok sevmiştim. Kitapla ilgili çok şey hatırlamıyorum şu an, aklımda sadece okurken epey ağladığım kalmış. Onu da bir ara yeniden okumak istiyorum. Aşk-ı Memnu'nun İş Bankası Yayınları tarafından günümüz Türkçesine çevrildiğini görünce çok mutlu oldum. Gönül ister tabii, yazıldığı şekliyle okuyalım ama gerçekçi olmak lazım, okurum okumasına da bir şey anlar mıyım, keyif alır mıyım.. İmkânsız. Bu yüzden bir dil içi çeviri yapıldığını, hoş da bir kapakla basıldığını görünce hemen alıp bekletmeden okumaya koyuldum kitabı. 

Öncelikle kitabın "sadeleştirilmediğini" söylemek istiyorum. Sadeleştirmek, edebiyat aşıkları için olumsuz çağrışımlar yapabiliyor, kendimden biliyorum. Metin sadeleştirilmemiş, özellikle günümüz Türkçesi'ne uyarlandığı belirtilmiş. Sadeleşen, basitleşen bir şey yok aslında. Anlatım o kadar güzeldi ki metnin özgün estetiğinden o kadar da uzaklaşılmamış gibi geldi bana - elbette Osmanlıca bilmiyorum ve kitabın Osmanlıca yazılmış halini okumak bir yana görmedim bile. Sadece belirtmek istedim ki ortaya basit, edebi anlamda yavan bir metin çıkmamış, okurken dilin kullanılışına hayran kaldım ben şahsen.

Konuyu zaten bildiğim için kitabın beni şaşırtmasını, merak içinde bırakmasını beklemiyordum zaten. Kitaba başlarken tek beklentim anlatımsal olarak keyif vermesiydi bana. Bunu da kat kat verdi, sağ olsun. Olaylar yavaş ilerliyor doğrusunu söylemek gerekirse. Aslında bana göre bu kitap olay odaklı değil; yazarın yoğunlaştığı şeyin, o olayın, ilgili olduğu kişiler üzerindeki etkisi olduğunu söylemek bence daha doğru olur. Çünkü kitapta, meydana gelen olaylar ve merkezdeki o olaydan çok, bu olayın "dokunduğu" insanların duygu ve düşünceleri güçlü, etkili bir anlatımla yoğun bir şekilde tasvir ediliyor. Bu anlatıyla, adeta karakterlerin ruhunu görür hale geliyoruz. Bu yüzden Aşk-ı Memnu, benim için müthiş bir okuma deneyimiydi. 

"Aşkta kalp susmaya başlayıp da zihin yetilerini kullanmaya başlarsa o aşk öyle bir hasta çocuğa benzer ki damarlarında taze bir kan yerine zehirli ilaçlar dolaşır."

Yazar hikayeyi ve bu ruh çözümlemelerini tanrısal bir bakış açısıyla anlatıyor. Anlamamızı istediği, bize anlatmak istediği üç karakter var: Nihal, Behlûl ve Bihter. Ara sıra başka karaktelerin, Adnan Bey ve Matmazel'in de kafasının içine giriyoruz ama bu kısa süreli bir ziyaret oluyor. Halit Ziya'nın merceğinin altında esasen bu üç karakter var. Her birine öyle "tanrısal" yaklaşmış ki gerçekten, onları sanki "kendinizmişsiniz" gibi okuyorsunuz. Hayır, karakterle aranızda bir benzerlik bulduğunuz için filan değil, karakter kendini, daha doğrusu onların yaratıcısı karakterleri çok iyi çizdiği için. Eylemlerinin motivasyonları anlamak hiç zor olmuyor. Bu yüzden onları yargılamak da zorlaşıyor. "Ben olsam..." deyip birden empati kurarken buluyorsunuz kendinizi. Bir de, aslında beni yine şaşırtan bir şey oldu bu, karakterler arasındaki ilişkinin niteliği, meydana gelen önemli olayların arkasındaki nedenler dizide epey değiştirilmiş. Kitapta farklı nitelikli ilişkiler ve farklı sebeplere dayalı sonuçlar göreceksiniz. Bu açıdan da kitabı okuduğum için seviniyorum.

Bu üç karakter arasında en sevdiğim Nihal oldu. Kitapta beni en çok şaşırtan karakter de kendisiydi zaten. Dizi yüzünden onu şımarık, mızmız bir tip bekliyordum ama anladım ki Nihal karakteri asla aslına uygun yansıtılmamış bir karakter olmuş dizide. Kitaptaki Nihal yani gerçek Nihal, her şeyin gayet farkında, aklı başında, ne yaptığını ve istediğini bilir bir genç kız. Kitapta en çok onu seveceğimi asla tahmin etmiyordum, deseler inanmazdım.

Güçlü duygular var kitapta. Dizide de keza öyleydi, o yüzden sevmiştim hikayeyi. Kitapta bu duygu aktarımı daha iyiydi elbette, karakterlerin kendilerini anlama, kendilerini dinleme süreçlerini, hatta kendilerini sorgulamaları ve yargılamaya çalışmalarını okumak gerçekten keyifliydi. Sanırım kitaptaki, bana geçen, kendini bana hissettiren en büyük, en yoğun duygu pişmanlık. Her bir karakter kendine has bir pişmanlık duyuyor ama ortada yapılanı, söyleneni geri alamamak gibi acı da bir gerçek var. 

Son olarak Beşir karakterine değinmek istiyorum ama bu kısım kitabı okumak isteyenler için spoiler olabilir. Beyaz renkli yazıyorum, isteyenler metni seçip okuyabilirler:

Beşir'in hali tavrı çok yüreğime dokundu benim. Dizide ona üzülmekten çok öfkelenmiştim aslında, bildiklerini uzun süre kendine sakladı, söyleyemedi diye. Kitapta öyle değil yalnız. O hastalığın ilerleyişi, Beşir'in öksürükleri, yatağa düşmesi öyle üzücü geldi ki bana. Ve sonunda öğrendik ki Beşir aslında evde yapılagelen ihanete şahit olurken, soğuk ve yağmurda kaldığı için o hastalığa yakalanmış. Bu ihanet sürüp gittikçe de hastalığı ilerlemiş. Behlûl ve Bihter, yalnız Adnan Bey'e değil, herkese yalan söyleyip herkesi aldatırken, bu pis gerçeği, bu büyük sırrı taşımak Beşir'i git gide daha çok hasta etmiş. Onu eriten, ağırlığı altında ezen aslında bu gerçek olmuş. Diziyi izlerken böyle bir hisse pek kapılmamıştım, Beşir'in hastalığı beni özellikle etkilememişti ama kitabı okurken resmen içim parçalandı yavrucağın haline. Elbette çocuk yaşta olmasının da etkisi büyük bu durumda. Gerçekten, olan Beşirciğe oldu. 

Aşk-ı Memnu, batılı anlamda yazılmış ilk roman olarak kabul ediliyor. Nedenini anlamak hiç de zor değil; Aşk-ı Memnu gerçek bir klasik. Geç de olsa okuduğum için mutluyum. Türk edebiyatı okumaktan hoşlanıyorsanız bence kesinlikle okumalısınız.


Siz Aşk-ı Memnu'yu okudunuz mu?
Hakkında ne düşünüyorsunuz?
Benimle paylaşın!

Yorum Gönder

4 Yorumlar

  1. bence kitap diziden daha iyi ben diziyi beğenmedim dzide karakterler biraz farklı oluyor.

    YanıtlaSil
  2. Mai ve Siyah'ı ben de üniversitede okumuştum ama maalesef hiç hatırlamıyorum. İş Bankası'nın bu baskısı güzel olmuş. Kitabı okurken ben de bu baskıyı tercih ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mai ve Siyah'ı ben de yeniden okumak istiyorum, o da bu Günümüz Türkçesi serisi kapsamında basıldı. O basımından bir daha okumak güzel olacak :')

      Sil