Amat / İhsan Oktay Anar | Kitap Yorumu


Amat

İhsan Oktay Anar

Yayım Yılı : 2005



Herkese merhaba!

Muhteşem bir kitap hakkındaki düşüncelerimi elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım. Elimden geldiğince diyorum çünkü bu yazarın kitapları aslında anlatılmaz, yaşanır türden. Hem de nasıl...

İhsan Oktay Anar'dan okuduğum dördüncü kitap olan Amat, yine okumaya başlamadan önce çekindiğim bir kitaptı. Benden önce annem okudu ve bitirdiği andan itibaren başımın etini yedi, oku oku diye. Ben de psikolojik olarak, biri bir şey yapmamı devamlı söylediğinde işi ağırdan alır, gönülsüz yaparım.

Amat'a başladığımda da durum böyleydi. Annem her gün kaç sayfa okuduğumu, hikayenin neresinde olduğumu sordukça daha az okuyasım geliyordu fakat kitabı okuduktan sonra kadına hak verdim.

Bu kitabı okuyup bitirdikten sonra biriyle konuşamamak işkence olsa gerek!

Kitabın konusundan bahsetmem gerekirse; kısaca türlü türlü insanın içinde olduğu Amat isimli bir gemide yaşananları okuyoruz. Karakterler her Anar kitabında olduğu gibi asla rastgele değil, hepsinin belirleyici özellikleri mevcut, hepsi birbirinden ilginç, sıradışı karakterler. Öne çıkanların hikayesi, arka planı anlatılmış; bu da bu tiplemeleri daha gerçekçi kılıyor okurun gözünde bence. 

İhsan Oktay Anar'ın kitaplarında en çok sevdiğim şey yazarın birçok olaya, tarihsel kişiliğe, efsanelere göndermelerde bulunması. Karakterlerinin çoğu zaman başka bir kişiyi, olayı ya da durumu simgelemesi ve bir de kelime oyunu yapması. 

Bunları yapmasına gerçekten bayılıyorum ve onun kitaplarını okurken kaçırdığım bir sürü detay vardır diye düşünüyorum. Zira yazarın yaptığı bu üstü kapalı referansları anlayabilmek için belirli bir birikim, okumuşluk, genel kültür gerekiyor bence.

Ki yine bana göre, onun kitaplarını bu kadar değerli ve eşsiz kılan da yazarın bu özelliği.

Kitabın başları, yine diğer Anar kitaplarında olduğu gibi, bana karışık geldi. Okudukça açılacağından emin olduğum için ve bu duruma diğer kitaplardan da alışık olduğum için sabrettim ve yalnızca okumanın keyfine varacağım o kısımların gelmesini bekledim. 

Kitabın ortalarında diyordum ki, "Ehh, yazarın en iyi kitabı değil. İdare eder."

Sonlara doğru açıklanan birkaç gerçekle, "Vay be, yazar yine yapmış yapacağını." dedim.

Sona geldiğimdeyse, ağzım bir karış açık kaldım.

Kitap bitti, annemle başladık romanın kritiğini yapmaya. En sevdiğim kısım da budur zaten, bir başkasıyla o kitap hakkında konuşmak ve konuştukça kitaptan daha çok şey almak, kitap hakkında daha çok şey keşfetmek. Farklı iki zihnin, bir hikayeyi nasıl değişik yönlerden algıladığını görmek beni her defasında hayrete düşürüyor ve karşımdakinin benden farklı bir bakış açısıyla kavradığı şeyleri ya da yorumladığı olguları dinlemek, bunlar hakkında tartışmaktan inanılmaz keyif alıyorum.

Neyse, diyeceğim o ki bu sohbetten sonra annemle karşılıklı olarak birkaç şeyin daha ayırdına vardık hikayeyle ilgili ve konuşurken ikimizin de hikayenin başını hatırlayamadığımızı fark ettik.

Açtık ilk sayfaları beraber okuduk bir kez daha ve ben o zaman bir kez anladım İhsan Oktay Anar'ın ne yetenekli ve usta bir yazar olduğunu. Konuya girmek için, okuyucuyu ısıtmak için yazıldığını sandığımız o ilk kısımlar aslında geri kalan hikayeyle, hikayenin sonuyla öyle güzel bir bütün oluşturuyor ki annemle yazara hayran olduk.

Eğer kitabı okumaya karar verirseniz, size tavsiyem kitabın başlarını üstünkörü okuyup geçmemeniz. Çok güzel, kitabın bütününü anlamanızı sağlayacak detaylar var ilk sayfalarda ve olur da okumanıza rağmen unutursanız benim gibi, kitap bittikten sonra baştan bir yirmi sayfayı tekrar okuyun derim. 

Kitabın benim açımdan tek eksiği, ki bu eksik de kitabın asıl anlattığını anlamamla birlikte gözümde yok oldu, gemici terimlerinin çok fazla olması ve savaş sahnelerini okurken sıkılmış olmamdı. Bu tamamen benimle alakalı bir sorun, çünkü ben detaylı savaş sahnesi okumaktan hiç keyif almıyorum genel olarak. Bu durum hoşunuza gidiyorsa, Amat'ı kesinlikle çok seveceksiniz demektir.

İhsan Oktay Anar artık tartışmasız en sevdiğim yerli yazar. Sıradaki Anar  kitabım Suskunlar olacak. 



Siz Amat'ı okudunuz mu?

Hakkında neler düşünüyorsunuz?

Benimle paylaşın!

Yorum Gönder

13 Yorumlar

  1. Amat benim de listemde, en geç 12 güne okumuş olacağım. :D Okumadan önce yazını gördüğüme çok sevindim, bilgilendirici oldu. Paylaşımın için çok teşekkürler. =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim :') Umarım benim beğendiğim kadar beğenirsin kitabı ^.^

      Sil
  2. Aslında İhsan Oktay Anar çok severim ama bu kitap uzun süredir evde duruyor. Aslında bi okusam diyorum kendime sanırım elimdeki kitabım bitince okuyacağım. Yazın gaza getirdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazının motive edici olmasına sevindim :D Umarım kısa sürede okur ve çok beğenirsin :')

      Sil
  3. Yazarı hala okumadım :D Ama ben de kitap bitirdikten sonra hakkında konuşmayı çok severim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok eğlenceli olmuyor mu ama, özellikle kitapta felsefi sorgulamalar da varsa sohbet derinleştikçe derinleşiyor. :')

      Sil
  4. Şu an beşincisine başlamış bulunmaktayım :D Çok fena bağımlılık yaptı :D Bence de sen de seversin diğer kitapları da :')

    YanıtlaSil
  5. Amat' ı bitirdiğimde derin derin soluk almıştım ve heyecandan ne yapacağımı bilememiştim ben^^ Roman beni oldukça heyecanlandırmıştı. Tarif etmek zor ama işlenen döngüsellik, simgesellik ve semboller ile o dönemin, denizin ve geminin atmosferinin iç içe geçip bu derece canlı ve akıcı bir şekilde yansıtılabilmesi kolay değil. İnanılmaz etkileyici ve çok çok başarılı bir eser bence. "ağzım açık kaldı durumu"na kesinlikle katılıyorum ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar okursam kaçırdığım bir sürü şeyi yakalayacakmışım gibi hissediyorum. Müthiş bir kitaptı..

      Sil
  6. Çok merak ettim. En kısa zamanda okuyacağım. Paylaşım için teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
  7. İngilizce hocamız Suskunlar kitabını okurken henüz okumamız için erken olduğunu söyledi. Yani anlayamazmışız. Üzerinden çok zaman geçti ama üzerimde bıraktığı ön yargıdan ötürü ve seninde yorumunla Anar okumaya cesaret edemiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lise döneminde bu kitaplar ağır gelebilir evet fakat yirmili yaşlarda okunup anlaşılabileceğini düşünüyorum. Bir şans ver bence :')

      Sil