Yürek Burgusu / Henry James | #kom2020


Yürek Burgusu
The Turn of The Screw
Yazan: Henry James
Çeviren: Necla Aytür (İş Bankası Kültür Yayınları, 2006)
Yayım Yılı: 1898
Tür: Gotik,Korku


Bu yıl okuduğum onuncu yabancı klasik Yürek Burgusu oldu. Karanlık Şato'nun bu ayki teması şato ya da malikânede geçen bir korku/gotikti. Ben de uzun zamandır merak ettiğim ve birçok övgüsüne denk geldiğim Yürek Burgusu'nu seçtim bu tema için.

 

Büyük bir beklentiyle başlamıştım Yürek Burgusu'na ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki sıfır beklentiyle başlamış olsam bile ancak bu kadar sevebilirdim (sevemezdim). Hikâyenin çıkış noktası gerçekten çok ilginç, kitap bir noktaya kadar merakla okutuyor kendini ama bir süre sonra gelişmeler yeterince ilginç gelmemeye başladı bana, anlatım monotonlaştı, hikâyedeki merak ve korku unsurları kendini tekrar etmeye başladı. Düğüm kısmı güzel ilerlerken sonradan sıkıcı olma noktasına geldi. Çözüm, zaten yok bence hikâyede. Kitap boyunca yaratılan gizem aydınlatılmıyor, okurun kafasında oluşan, anlatıcının da öğrenmek istediği sorular yanıtlanmıyor. Dahası yanıtlanıyormuş gibi bir havayla bitiyor kitap. Kitapta anlatılanlar arasında mantıklı bir neden-sonuç/amaç-sonuç ilişkisi yok. Nihayetinde neyin neden olduğu belli değil. Her şey havada, olanlar boşlukta...


Edebi yönden de çok aman aman bir anlatımı olmadığı için tüm bu olumsuzluklara eyvallah diyemedim ben. En azından yazarın parçaladığı edebiyatı sevsem iki-üç yıldız verebilirdim ama bu kitabın beğenmediğim hiçbir yönü olmadı ne yazık ki. Kitap hakkında çok kötü düşünmek de istemiyordum, kitaptan nefret etmek de istemiyorum. Sorunun kendimde olduğunu, kitapta anlatılanları ben takdir edemedim diye düşünmek istiyorum. Kaçırdığım, anlamadığım bir şeyler var belki de. O yüzden bir süre sonra - uzun bir süre sonra- yeniden okumayı düşünebilirim. Henry James ilk kez okuduğum bir yazar bu arada, ilk tanışmamız böyle olduğu için çok mutsuzum. Başka hiçbir kitabını okumam demiyorum tabii ki, denemeye devam, belki çok seveceğim bir kitabı orada bir yerde beni bekliyordur.


En azından çok vaktimi almadı diyerek kendimi teselli ediyor ve elim bir boş bir şekilde kitabı rafına uğurluyorum. 


Siz Yürek Burgusu'nu okudunuz mu?
Hakkında ne düşünüyorsunuz?
Benimle paylaşın1

Yorum Gönder

5 Yorumlar

  1. Yürek Burgusu'nu ben de geçen sene sanırım kütüphaneden alıp okumaya çalışmıştım. Ama daha sonra yine hatırlayamadığım bir sebepten dolayı yarım bırakmıştım. Muhtemelen seninle aynı düşündüğümden. Bazı kitapları hele de klasik kitapları sevemeyince ya da anlayamayınca kendime acaba sen mi anlayamadın diye sorguluyorum elbet. Bazen de bu kitapların diğer inceleme yazılarını özellikle de makale formatında incelenmiş varsa bir de onları okuyarak niye neden anlamadım/beğenmedim bunları çırabiliyorum. Belki sen de bu tarz bir okuma yapabilirsin. En azından bir miktar yardımı dokunur. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Takıntım olmasa ben de yarım bırakabilirdim, çünkü bir noktadan sonra umudumu yitirmiştim.. Dediğin gibi ben de özellikle klasik kitaplardan sonra yazılmış akademik çalışmalara bakıyorum, bu sefer de biraz bakındım ama gördüğüm kadarıyla psikolojik açıdan tahlil ediyorlar genelde kitabı. Öyle kanaat getirdim zaten, herhalde ben kavrayamadım hikayenin özünü diye :D Belki yıllar sonra okuduğumda çok farklı şeyler bulabilirim ama şu an için bana hitap etmediği kesin :/

      Sil
  2. Öyle işledi ki içime okuyamam artık bu kitabı :D

    YanıtlaSil
  3. Dikkatimi çekti ama hiç mi olumlu yorum yok kitabın ismi şöyle bir alıyor insanı

    YanıtlaSil
  4. Uzun uzun yaptığı iç tahliller ve kelimeleri bi şekilde duygu durumuna ulama isteği, sürekli olarak farklı bir betimle peşinde koşması uzun paragraflar yoruyor insanı. Belki de kullanılan dil veya yapmaya çalıştığı şey bizim artık aramadığımız. Daha kısa veya daha net cümleler. Dolaylamaları abartmamak belki de aradığımız. Yorucu bir kitaptı, gotik edebiyatla ilk tanışmamdı ancak o heyecan, gerilim ve tutkuyu bulamadım.

    YanıtlaSil