İlk İzlenim #1 | imparator çay bahçesi ile nazlı eray



İmparator Çay Bahçesi

Yazar: Nazlı Eray

Yayım Yılı: 1997 (Everest 1. Basım 2015)

Tür: Büyülü Gerçekçi Roman




Bir insana yaşarken her şeyi, söylemek istediklerini söylemelisin. Sonra çok geç oluyor. Korkunç bir çaresizlik içindeyim.

İmparator Çay Bahçesi, adı geçen yazardan okuduğum ilk kitap. Başlangıç için doğru bir seçim mi yaptım ve bu kitabı okuduktan sonra yazar hakkında  nasıl bir izlenim edindim onlardan bahsedeceğim biraz.

Nazlı Eray adını yerli fantastik listelerinde gördüğüm bir isimdi. Daha sonra hakkında biraz daha araştırma yapınca "büyülü gerçekçilik akımının ülkemizdeki temsilcilerinden biri" olduğunu öğrendim ve yerimde duramadım. Yazarın adını mutlaka okuyacağım yazarlar listesine eklemiştim. Son alışverişimde - yüzyıllar önce gibi geliyor - ismiyle ilgimi çeken bu kitabını da sepetime ekleyiverdim. Hakkında yapılmış yorumlara ya da konusuna bile bakmadım, ne yalan söyleyeyim. Kapağı da çok hoşuma gitmişti, laf aramızda. 

İmparator Çay Bahçesi, bir romanı anlatan bir  roman. Roman içinde roman da değil ama, öyle anlaşılmasın. Kendini anlatan bir roman mı desem, roman olduğunun farkında olan bir roman mı desem, öyle bir şey işte. Adını bilmediğimiz bir kahraman, birinci ağızdan anlatıyor bu öyküyü (adı belli olmadığı için ben onun Eray'ın ta kendisi olduğuna inanıyorum). Bu öykünün başı sonu yok aslında, pat diye başlıyor, n'oluyoruz demeye kalmadan bitiveriyor. Kitabı okurken ne, nasıl, neden, nerede, ne zaman diye sormak mümkün değil pek; özellikle nasıl sorusuna takılıp kalırsanız öyküden hiçbir şey anlamazsınız. Nasılı belirsiz şeyler oluyor çünkü kitap boyunca, bazen bunların nedenini de sorgulamak zorlaşıyor. Belki ancak ikinci okuyuşta idrak edilebilecek ve yanıtı aranacak sorular bunlar.  Mekandan mekana gezen, zaman ve mekan kavramını adeta büken kahramanımızın peşine sorgusuz sualsiz takıldığınızda kitabın nasıl akıp gittiğini anlamıyorsunuz. Diyalogların fazlaca yer kapladığı kitapta sade ve anlaşılır bir dil hakim. Soyut bir anlatım olduğu doğru fakat okurken yormuyor; bununla birlikte düşünce mesaisi gerektiren olgular mevcut. İmparator Çay Bahçesi, okura keyifli keyifli felsefe yaptıran bir kitap.

Bu söylediklerim açısından, başlangıç için güzel bir tercih olabilir İmparator Çay Bahçesi. Nazlı Eray okumayı düşünüyorsanız, bardağın dolu tarafını görün, bunları dikkate alıp bir şans verin bence. Bense şimdi, bir de kitapla ilgili hoşuma gitmeyen birkaç şeye değineceğim.

En önemlisi, öykünün bölümlere ayrılmamış olması. Bu durum benim okuma kalitemi düşüren bir etken, hangi kitap olursa olsun. Böyle olunca, yani kitapta hiçbir durak olmayınca, okumaya döndüğüm zamanlarda kopukluklar yaşıyorum. Bir de kitap okurken ben, bir sonraki hedefe varmak gibi görüyorum bölümleri, oyunlarda seviye atlamak gibi. Doğru mudur, ne kadar doğrudur bilmem ama bu benim kendimi okumak için motive ettiğim yöntemlerden biri. Böyle yapamayınca sayfalar arasında sürükleniyor gibi hissettim kendimi. Yine, dediğim gibi ipin ucunu kaçırmak işten bile değildi çünkü zaten anlatılan hikaye son derece gerçek-üstü. Neredeyiz, kim ne demişti, hatırladığım şey ne zaman, nerede olmuştu gibi kafa karışıklıkları yaşadım yer yer. Hepsinin sebebi öykünün bir solukta anlatılmak istenmesi. Bence bu kitabın bölümlere ayrılmaya ihtiyacı var, sonraki baskılarda göz önüne alınması gereken bir öneri olduğunu düşünüyorum. 

Kitapla ilgili ikinci olumsuz eleştirim, yapısal değil içeriksel ne yazık ki. Kurgu süregelen bir merak unsurundan yoksun. Yukarıda saydığım soruları soramıyorsunuz, çünkü yanıtlarını somut olarak görmek mümkün değil; ancak söylenenler ve olanları iyice içselleştirip üzerlerine derin derin düşünürseniz belki bir cevap bulabilirsiniz ki bu da çok öznel bir cevap olur. Okur kitlesine genellemek doğru olmaz. Dediğim gibi anlatılanlar fazlasıyla soyut; bu yüzden kitaptan çıkarılacak bir anlam varsa, bu anlam sizin hayal gücünüze ve düşünce şeklinize göre, hayat felsefenize göre şekillenecek büyük olasılıkla. Dolayısıyla, bu soruları da sormayınca kitabın anlattığı hikayeye başka bir şey soramıyorsunuz, onunla ilgili başka bir şeyi merak edemiyorsunuz. "Bu hikaye nereye gidiyor?" sorusunun cevabı da yok, tahmin yürütmek de olanaksız. Bir şeyler oluyor, siz bu şeylere tanık oluyorsunuz ama nedenini-sonucunu algılayamıyorsunuz. Bu durum da kitabı okumaya devam etmeniz için itici bir güç sunamıyor.  Devam etmeniz için size sunalan tek şey gerçekliğin sınırlarından taşmış olayların ya da mevcut durumun sizi felsefe yapmaya sevk etmesi. Bu hoşunuza giden bir şeyse, okumaya her şeye rağmen devam ediyorsunuz işte. 

Kitap büyülü-gerçekçi bir yaklaşımla yazılmış, türü severek okuduğum için ne beklemem gerektiğini de az çok biliyorum. Büyülü-gerçekçiliğe yabancı bir okur değilim yani. En sevdiğim iki yazar - Marquez ve İhsan Oktay Anar - bu  türün en başarılı örneklerini veren yazarlardan. Tabii, her yiğidin yoğurt yiyişi başkadır derler, her yazarın bu büyülü-gerçekçi havayı yaratma şekli de farklıdır doğal olarak. Ben Nazlı Eray'ın oluşturduğu bu havayı genel manada sevdim, okumaktan hoşlandığım o üslubu yakalamış gibi geldi çoğu zaman. Fakat yer yer gerçekle gerçek-üstülüğün dengesini pek kuramamış gibi hissettim. Elbette böyle bir denge kurmak zorunda değil, ama büyülü gerçekçilik dediğimiz  şey alışılmış ve alışılmamış olanı birlikte kullanan bir akım nihayetinde. Birinin dozu fazla olunca, o tadı almak güçleşiyor. Ayarı iyi tutturmak gerek velhasıl. Bu kitapta kimi yerlerde gerçek-üstülük absürtlüğe kaçıyordu. Bu biraz tadımı kaçırdı, ama neyse ki sık sık olan bir şey değildi bu. 

İlkin günahı olmaz, bunlara rağmen Nazlı Eray okumak için güzel bir başlangıç yaptığımı  düşünüyorum. Başka kitaplarıyla yazarı okumaya devam edeceğim. Önerileriniz varsa memnuniyetle alırım.

Siz Nazlı Eray okur musunuz? Bana önereceğiniz kitapları var mı? Yazar ve kitapları hakkında ne düşünüyorsunuz? Benimle paylaşın!


Yorum Gönder

3 Yorumlar

  1. Nazlı eryın ekmek arası rüya kitabın okudum bende. Bu bahsettiklerinize çoğuna bende katılıyorum. Sanırım bir daha tercih etmem.

    YanıtlaSil
  2. Nazlı Eray benim de okumak istediğim bir yazar. Yazardan okuduğun ilk kitap olduğu için dikkatle okudum yorumunu ama başlamak için doğru bir kitap mı karar veremedim açıkçası. :))

    YanıtlaSil