Aday Filmleri İzliyoruz | Oscar 2020


Herkese merhaba!

Ödül törenlerini takip eden biri değilim normalde. Bir filmi izlemek için kıstasım da ödül kazanmış olması değildir. Belki birazcık etkiliyor olabilir kararımı ama azıcık. Çünkü pek çok kez ödül almış filmlerden umduğumu bulamamışlığım var. Hal böyle olunca ödül törenleri pek ilgimi çekmiyor. 

Buna rağmen sevgili Ebrar'ın etkinlik yazısını okuyunca nedense yerimde duramadım. Söz konusu yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Dedim ki hem tatildeyim hem de eskisi kadar film izleyememekten yakınıyorum, ee öyleyse neden bu etkinliğe katılmıyorum. Aslında kesin kararımı vermeden önce kategorilere ve aday filmlere de göz attım, baktım azıcık da olsa merak ettiğim filmler var, neden olmasın dedim.

Etkinlik için iki kategori seçmiştim, en iyi uyarlama senaryo ve en iyi özgün müzik. Zaten bir yapım birden fazla kategoride yer alabiliyor. İkisini gözüme kestirdim, toplam sekiz film izledim. Aşağıya kategoriler ve filmleri sıralayıp filmler hakkındaki görüşlerimi belirteceğim. Her filmi ailemle izledim, hep beraber oy verip ortalamasını aldık. Puanlamayı da on üzerinden yaptık. 

EN İYİ UYARLAMA SENARYO

✠ THE IRISHMAN | Steven Zaillian 2/10
✠ JOJO RABBIT | Taika Waititi 9/10
✠ JOKER | Todd Philips&Scott Silver 4/10
✠ LITTLE WOMEN | Greta Gerwig 8/10
✠ THE TWO POPES | Anthony McCarten 5/10



İlk önce The Two Popes'u izledik, hem Netflix'de var diye hem de baş rolünde Anthony Hopkins var diye. Aslında sırf bu yüzden beklentimiz çok yüksekti. Puanlamadan da anlaşılacağı üzere beklediğimi pek de bulamadığım bir film oldu The Two Popes. Beklediğim ne miydi? O dönemde yaşanmış ve belki de Papa'nın istifasına/emekliye ayrılmasına neden olan olayları, skandalları daha net görebilmekti. Yani bence o kısımlar televizyon haberlerinden kırpılmış görüntülerle geçiştirildi. Papa'nın bu sansasyonel kararının nedenleri fazlasıyla yüzeysel aktarıldı bana göre. Diğer taraftan filmdeki diyaloglar çok hoşuma gitti. İki karakter arasındaki kimya da çok hoştu, izlemekten keyif aldım. Bir de haberimin olmadığı "papalık seçimi geleneklerini" görmüş oldum. Ama bu, bununla sınırlı kaldı ne yazık ki. Ödülü hak eden daha güzel filmler var kategoride. 



Bu kategoriden izlediğimiz ikinci film Joker oldu. Nedeni aslında bu filmler arasında en çok merak ettiğim filmin bu olmasıydı. Vizyondayken gidip izleme şansım olmadı, o zamandan beri de heyecan birikti içimde tabii. Aslında ben DC-Marvel filmlerinin takipçisi değilimdir. Hikayelerin geçtiği evreni de öyle detaylı bilmem yani. Yani Christian Bale'li Batman'i çok severim. Dolayısıyla Joker için umutluydum, çok seveceğimi, hayran kalacağımı hayal ederek koyuldum izlemeye. Bir de Joker'i canlandıran oyuncunun harika bir iş çıkardığı filan söyleniyordu her yerde. Tamamen şartlanmış bir şekilde oturdum televizyonun karşısına. 

Yani herkesi bilmem tabii ama ben daha iyi oyunculuklar gördüm. Aynı haleti ruhiye içinde olan Jack Torrance karakterine mesela, Jack Nickolson nasıl hayat vermişti, insanın ayakta alkışlayası geliyordu. Joaquin Phoenix'in oyunculuğu kötü değil, ama harika da değil bence. Herkesin anlata anlata bitiremediği bir performans görmedim ben açıkçası. Filmi ön plana çıkaran bir oyunculuğu yoktu bana sorarsanız. Ayrıca, filmin senaryosu da ortalamaydı, tahmin edilebilirdi, sıradandı. Bildiğimiz, artık klişeleşmiş, kötü şeyler yaşayıp kötü olan bir karakter hikayesiydi. Joker için birkaç özgün dokunuş yapamadınız mı, dedirtti bana. Yani tamam bunu bekleyerek izliyoruz, hani aslında o kadar da kötü biri değil, hatta iyi bile sayılacak biri ama, sonra yaşadıkları onu olduğu kişiye dönüştürecek diye tahmin yürütüyoruz ama aralara sıkıştırılacak, hatta seyirciyi biraz şaşırtacak detaylar eklenemez miydi? Vay be, demek bu yüzdenmiş dedirtecek... Empati duygusunu kuvvetlendirecek ufak ama etkili ayrıntılar?

Yok, kısacası ben sevemedim herkesin sevdiği Joker'i. Hala çok daha güzel olabileceğini savunuyorum. Joker karakteri için yeterli bir film değildi. 



Geldik listedeki favorime. Açık söyleyeyim bu filmden beklentim yüksek değildi. Hele konusunu okuyunca diğer holokost filmlerinden ne farkı olabilir ki diye düşünmedim değil. Hemen söyleyeyim böyle düşünen varsa: Jojo Rabbit'in türdeki diğer filmlerden farkı o dönemde yahudi olmayan bir çocuğun gözünden anlatılıyor olması. Hatta çocuğumuzun koyu bir Nazi olması, Hitler hayranı olması. Holokost filmlerinde ya da genel olarak II. Dünya Savaşı döneminde Almanya'da geçen filmlerde olayları hep Yahudilerin tarafından izleriz. Naziler ve Almanlar, yani sıradan Alman insanlar yabancı, soğuk, uzak görünür ekranda. İstisnalar vardır mutlaka ama ben izlediğim filmlerden yola çıkarak yapıyorum bu çıkarımı. 

Jojo Rabbit bize o dönemde yaşamış Alman bir çocuğun dünyasını gösteriyor. Hitler Jugend isimli oluşumun nasıl bir yapısı olduğunu şöyle bir olsa da anlatmaya çalışıyor. Savaş zamanında henüz çocuk olan Almanların bu yapıda nasıl bir etkiye maruz bırakıldığını izliyoruz aslında. Bu açıdan, yani aynı türdeki filmlerden bu yönüyle ayrılması açısından bence Jojo Rabbit ödülü hak eden bir film. 

Filmde yansıtılan zaman ve mekan atmosferi de çok hoşuma gitti, dönem Almanyasını hep karanlık, kasvetli izlemeye alışmışız. Hep öyle değildi elbette, sadece hikayelerin karamsarlığını ve mutsuzluğunu yansıtmak için öyle tercih ediyorlardı. 

Ayrıca, değinmeden geçilemeyecek bir ayrıntı olarak Scarlet Johansson'ın oyunculuğu enfesti. Kendisine hayran filan değilim, severim ama deli olmam yani. Ama bu filmde gerçekten alkışı hak eden bir performans sergilemiş bence. Keşke daha fazla dahil olsaydı hikayeye dedirtti. 

Çok çok güzeldi, umarım ödülü Jojo Rabbit alır. Haa, bir puanı nereden kırdın derseniz: müzikler yeterince etkili ve vurucu değildi. Ondan kırdım.


Irish Man. Ne yalan söyleyeyim listede en az merak ettiğim film buydu ve içime mi doğdu ne hiç izlemek istemiyordum. Önyargı ile başladım desem... Yok. Filmi sevmeye kendimi çok zorladım. İzlemekten keyif alıyorum diye kendime telkinde bulundum filan ama bu, hayatımda yaşadığım en sıkıcı, en bunaltıcı üç buçuk saatti. Zaten mafya olayına ilgi duymuyorum, duyanları da anlamıyorum ya neyse. Başıma bir şey gelmeyecekse bu film hakkında yalnızca şunları söylemek isterim: hayatını izleyeceğimiz daha değerli insanlar varken neden? Zaten hiçbir şey anlatmıyordu bence film, izlesem ne izlemesem ne yani. Bu filmi çekmek için de izlemek için de insanın nasıl bir motivasyonu olur bilemiyorum. Neyse. Verdiğim iki puan, Robert De Niro ve Al Pacino hatrına, ama daha çok Al Pacino hatrına. 



Bu kategoriden izlediğim son film de - henüz dün akşam izlediğim - Little Women oldu. Aslında oyuncuları arasında Emma Watson olduğu için film daha vizyona bile girmeden, çekim aşamasındayken bile heyecanla bekliyordum. Sinemada izleyemedim ama olsun. 

Little Women bir kitap uyarlaması. Kitabı okumadığım için karşılaştırma yapamayacağım ama kitabı okumamış bir izleyici olarak filmin içine girmekte biraz zorlandığımı söylemem gerek. İlk yarım saat filan kendimi çok dışarıda kalmış hissettim, kim kim, bu ne zaman olmuş, karakterler arasında ilişki ne, neler oluyor diye bocaladım birazcık. Ama olaylar aktıkça her şey yerli yerine oturdu. 

Kız kardeşlerden Jo'yu biraz daha öne çıkaran bir anlatım hakimdi genel olarak. Kitapta da öyle mi bilmiyorum ama bence bu durum izleyicilerin diğer kızlarla bağ kurmasını engelleyen bir olguydu. Yani bence diğer kızların karakterleri yeterince derin bir şekilde anlatılmıyordu. Filmde bana eksik gelen şey buydu. 

Bunun dışında başarılı bir dönem filmiydi bence. Güçlü yanları baskın. Salt romantizmle kurguyu çürütmemişler, bu hoşuma gitti. En iyi uyarlama senaryo ödülünü Jojo Rabbit alamazsa, Little Women almalı. İki filmden birinin ödülü aldığını görmek beni çok mutlu eder. Favorim ikisi.



EN İYİ ÖZGÜN MÜZİK

✠ JOKER | Hildur Guðnadóttir 6/10
✠ LITTLE WOMEN | Alexandre Desplat 10/10
✠ MARRIAGE STORY | Randy Newman  4/10
✠ 1917 | Thomas Newman 7/10
✠ STAR WARS: THE RISE OF SKYWALKER | John Williams 8/10

Sağlıklı puanlama yapabilmek için her birinin orijinal film müziği albümünü birer kez daha dinledim. İçlerinden yalnızca Star Wars'ın müziklerini yalnızca albümden dinledim; filmi izlemedim çünkü Star Wars evrenine çok yabancıyım. Daha önce hiçbir filmini izlemediğim için şimdi son filmi izlemeyi anlamsız buldum, hem de sadece müziklerine puan vermek için...

Bestecilerden John Williams ve Alexandre Desplat zaten sevdiğim, dinlediğim sanatçılar. İkisinin tarzı da bende hep hoş duygular uyandırır. Dolayısıyla en yüksek puanları onlar kaptılar. Özellikle Little Women'da, sahnelerin arka fonda çalan müziklerle uyumu duyguyu izleyiciye aktarma konusunda çok başarılıydı. Dediğim gibi Star Wars'ı izlemedim ama albümü dinlerken büyük keyif aldım. 



Joker'ı izlerken müziklerinin zayıf kaldığını düşünmüştüm. Oysa daha sonra, albümü tekrar dinleyince müziklerin filme ne kadar uygun olduğunu anladım. On yedi parçadan oluşan özgün müzik albümüyle Hildur Guðnadóttir, bence Joker'in öyküsünü daha etkileyici bir şekilde anlatmayı başarmış. Sadece albümü dinleyerek ipleri hayal gücünüze bırakırsanız bence Joker karakterini daha iyi anlayabilirsiniz. Yani durum benim açımdan böyle oldu. Filmi izlerken hissedemediğim duyguları albümü dinlerken hissettim, tüylerimi ürperten bir parça bile vardı. Filmi ne kadar beğenmediysem, özgün müziklerini o kadar beğendim. Sadece filmin içinde bu müziklere yazık etmişler bence. 

1917'nin müziklerini de çok beğendim. Zaten filmi çok beğendim. Sadece ismi biraz alakasız geldi, daha doğrusu isim bulamamışlar da hadi hikayenin geçtiği yılı yapalım demişler gibi sanki :D Diyalogların çok da fazla yeri olmadığı için müzikler oldukça ön plandaydı zaten. Zaten olaylar gerilim yüklüydü, müzikler de bu hissi kuvvetlendirmek konusunda iyi iş çıkardılar. 

Bir de film ilk kırk beş dakika filan tek çekimle devam etti, tek bir sahne değişimi olmadı. Hayranlıkla izledim. 



Marriage Story ise izlemeyi düşünmediğim bir filmdi aslında. Etkinlik vesilesiyle izledim ve izlediğime pişman da olmadım. Bence çok güzel, insanı özellikle evlilikle ilgili düşünmeye iten bir hikayesi vardı filmin. Ayrıca baş rolü paylaşan iki oyuncunun da işlerini layıkıyla yaptıklarını düşünüyorum. Bilhassa Scarlet Johansson yine takdirimi kazandı bu filmdeki rolüyle. İkilinin yukarıdaki görseldeki sahnesini mesela soluksuz izledim. Müzikleri özellikle dikkat çekici değildi bence. Bu kategoride olmasa bile, film en az bir ödül almalı diye düşünüyorum.

Kısacası bu kategoride en beğendiğim albüm için Little Women, hiç hoşuma gitmeyen içinse Marriage Story diyeceğim. 

Toparlamak gerekirse;

En iyi uyarlama senaryo ödülünü Jojo Rabbit ya da Little Women'ın kazanmasını,

En iyi özgün müzik ödülünü de Little Women'ın kazanmasını diliyorum. Ödülleri ben veriyor olsaydım bu kategorinin ödüllerini bu filmlere fırlatırdım. 

En iyi film kategorisindeki 9 filmden 6 tanesini izlemiş bulunuyorum. En güçlü adaylar olan Parasite ve Once Upon a Time in Hollywood'u izlemediğim için bu kategoride ödülü kim alır, tahmin yürütemeyeceğim. Ama umarım Joker almaz :D Aynı kategoride Jojo Rabbit varken, 1917 ve Little Women varken gerçekten haksızlık olur bence. 




Siz Oscar adayı filmlerden hangilerini izlediniz?

Favori adayınız hangi film?

Bu filmler hakkında neler düşünüyorsunuz?

Benimle paylaşın!

Yorum Gönder

18 Yorumlar

  1. Gözdee çok güzel yazmışsın, iyi ki katıldın <3 ödüllü bazı filmlerde hüsrana uğruyorum ben de, ödül olunca işin içine başka şeyler giriyor işte ama bu sene filmler çok iyi :) biliyor musun uyarlama senaryoda aynı fikirdeyiz :)) ama en iyi filmde ben jokerciyim :D ama 1917 alacak gibi. Bakalım nasıl olacak ya çok heyecanlı :)

    YanıtlaSil
  2. Aslında uzun yazıları genellikle pas geçiyorum; ama film kültürümü geliştirmek için, biraz da günceli yakalamak adına yazının sonunu getirdim :) Yorumum oldukça alakasız bir noktadan olacak. Dili kullanma becerin. Pek sık rastlamadığımdan temiz ve yerinde Türkçe görünce heyecanlanıyorum :) Sayfalar arasında dolaşıp Mütercim Tercümanlık okuduğunu ve bölümünü çok sevdiğini öğrendim. Çevirinin hangi alanında çalışmayı düşündüğünü bilmiyorum; fakat kaliteli, nitelikli iş yapacağını hissediyorum. Sayende, evrendeki bir insan için mutlu oldum bugün, teşekkür ederim :)) Neşeli sevgilerle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında edebiyat alanıyla ilgiliyim. Bu motive edici görüşlerin için çok teşekkür ederim, takdir edilmek insanı daha iyisini yapmak konusunda heveslendiriyor. Yorumunla beni de mutlu ettin, gerçekten, asıl ben teşekkür ederim ^.^

      Sil
  3. oleeey benzer düşünüyozzz. jojo alsın isterim ama 1917 ağır basar diyom ama belli olmaz tabii. senaryoda jojo alır, müzikte hımm little women ile star wars yarışır :) kadınlarda judy, bombshell kaldı benim, erkekte pain and glory :) animelerde iki tanesini bulamadım, to lose ve missing link. two popes oyuncular iyi işte, knives out öğütlerim iyi, the lighthouse iyi ama keyifli değil çok. saorsie ronan da alabilir:) bu yıl filmler genelde iyi sayılır. ikisi dışında :) hollywood ve irishman :)

    YanıtlaSil
  4. Bu filmlerden ikisini izledim.Biri Joker diğeri ise The Two Popes idi.Joker çok iyiydi ama diğeri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Diğer filmlere de bakayım sonra...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Two Popes diyalogları açısından hoşuma gitmişti sadece. Ben de sıkılmıştım izlerken :D

      Sil
  5. iyi geceleer. mesihe başladım. karışık biraz ama fena gitmiyooo :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya bence Mesih fragmanının vaat ettiklerini veremeyen bir dizi :D Ben sonunu getiremedim sezonun, ne yalan söyliyim merak da etmiyorum yaa :D

      Sil
  6. Yanıtlar
    1. Çok yüksek tutmuşum demek ki film beklentimi karşılayamadı maalesef :/

      Sil
  7. heey son yazıma baksan yaaa :)

    YanıtlaSil
  8. Bilgilendirmeler için çok teşekkür ederim. Uzun zamandır blog aleminden uzak kaldım ve arkadaşlarımın çalışmalarına göz atma imkanım olmadı. Bundan böyle eskiden olduğu gibi aranızda olmayı istiyorum. İyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
  9. heey, tom hanks ve kathy bates filmlerini de izledim. hoş filmler. bakalım nolcaaak yarııın :)

    YanıtlaSil
  10. Bu sene Oscar filmlerini izleyemedim ama seneye ana kategorilerde aday olan bütün filmleri izlemek istiyorum. Bloğumda yazıp tören sürecinin tadını çıkaracağım.

    Jojo Rabbit'in şimdiye kadar okuduğum bütün yorumları çok olumlu. Listeden en çok onu merak ediyorum ve ona öncelik vereceğim. Saatler sonra kimler ödül kazanacak öğrenmiş olacağız :-)

    YanıtlaSil
  11. Ben de daha önce hiç böyle ödül törenlerini filan takip etmedim ama etkinlik boyunca takip etmek güzeldi hem zaten film izlemeyi seviyoruz bu arada da eğlenmiş olduk :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ödül törenini yine izlemedim ama dediğiniz gibi etkinlik kapsamında olunca izlemesi daha zevkli oluyor :')

      Sil
  12. okuyan muggle, yazan muggle... çok sevdim gerçekten :) paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil