Görünmez Canavalar / Chuck Palahniuk | Kitap Yorumu

Görünmez Canavarlar

Yazarı : Chuck Palahniuk

Türü : Yeraltı Edebiyatı

Çeviren : Funda Uncu

Puanım : 5/5


Herkese Kasım ayının son kitabıyla merhaba!

Kasım ayının başında, bu ay vizeler var diye çok kitap okuyamam sanıp hayıflanıyordum. Yine vizelerden sonraya kadar hiç kitap okuyamadım ama ayın sonlarına doğru okuduğum kitaplar çok güzeldi. Görünmez Canavarları ayın son gününde bitirdim ve bu kitapla ayım güzel bitmiş oldu.

Chuck Palahniuk'u Dövüş Kulübü'yle tanıyordum ve zaten yazardan okuduğum ilk ve tek kitap Dövüş Kulübü'ydü. Onu da yaklaşık iki sene evvel okudum.  Çok da beğendim aslında ( Yorumu için tıklayın.) ama bu kitap bu kadar popüler, diğerleri neden değil, demek ki diğer kitapları bu kadar iyi değil, diye bir düşünce oluştu kafamda ister istemez. Ben de pek yaklaşmadım yazarın diğer kitaplarına.

Sonra geçenlerde Goodreads'te bir arkadaşın yorumuna rast geldim ve kitabı hemen okumak istediklerim listesine ekledim; ertesi gün kütüphanede bulunca da hemen aldım. Biliyorsunuz normalde, listeye eklenen kitaplar eklendikleriyle kalıyor ve uzunca bir süre okunamıyor. Bu sefer öyle olmadı ama Goodreads'te ben bunu çok yapıyorum. İnsanların yorumları beni çok etkiliyor yani. Yorum gerçekten çarpıcıysa o kitabı hemen edinip okuyabiliyorum yani. - Aynı şeyi Beş Sevim Apartmanı'nda ve Gölgesizler'de de yaşadım. 

Neyse yani, kısacası Görünmez Canavarlar için "Okumak istiyorum!" diye gezinilen sancılı süreç hiç yaşanmadı ve kitaptan haberim olur olmaz hemen okudum resmen. Bekleyen kitaplarım lütfen alınmasınlar, özellikle sen, Boş Koltuk!

Kitabın konusunu nasıl anlatsam bilmiyorum. Çünkü ben de konusunu ancak kitabın yarılarında çözdüm. Bu yüzden buraya bir şeyler yazarsam okuma keyfini azaltırım diye korkuyorum. Evet, bir şey yazmayacağım. Buradan kitabın arka kapağını, yazarla ilgili bilgileri inceleyebilir ve kitabın ön okumasına ulaşabilirsiniz.

Hikaye birdenbire başlıyor ve kendinizi bir sahnenin ortasında buluyorsunuz, yazar sizi oraya aniden ışınlamış gibi. Olayın başını ya da sonunu bilmeden o ana giriveriyorsunuz ve yazar sizi daha ilk satırlardan allak bullak ediyor, kafanızı karıştırıyor, geriyor ve telaşlandırıyor. 

Sonra da hikayeyi anlatmaya başlıyor fakat yine ileri-geri giderek, karakterin arka planını da anlatarak, geçmiş ve günümüz çizgisinde ilerleyerek. Kafa karıştırmaya çok müsait bir anlatımı var kitabın aslında ama merak ederseniz ve zaman sıçramalarına alışıp yazarın üslubuna pes etmezseniz hikayenin akıp gittiğini göreceksiniz. Öyle ki ben kitabı toplu taşıma da dahi okuyabildim. 

Kitabın başlarında "Bu ne böyle?" dediğimi inkar edemem. Yarıya gelene kadar defalarca bırakmayı da düşündüm ama iyi ki devam etmişim dedirten bir sonu vardı. Daha doğrusu, nokta atışıyla 144'üncü sayfadan itibaren kitabı elimden bırakamadım ve yarım bırakmadığım için de şükrettim; yoksa böyle bir kitaptan mahrum kalmış olurdum. 

Anlatım konusunda şöyle bir savunma yapabilirim ama; bu hikaye başka türlü anlatılamazdı. Anlatılsaydı anlamı kalmaz, aynı etkileyiciliği yakalayamazdı. Annem bu tür bir anlatımı sevmez diye düşünüp ona hikayeyi anlattım mesela - çünkü eminim ki hikayeyi sevecekti - hiçbir esprisi kalmadı. O yüzden bence yazar kurguyu aktarmak için çok doğru bir anlatım seçmiş.


Şunu söylemekte fayda var : Bu kitabı herkes beğenmez. Birincisi, dediğim gibi alışılmışın dışında bir anlatımı var ve dikkati çabuk dağılan ya da zaman sıçramalarını sevmeyen insanlar için sıkıcı olabilir bu. İkincisi, kitap çok edepsiz :D

Kesinlikle +18 uyarısı yapmam lazım, çünkü ben bile (22 yaşındayım) bazı yerleri çok çok fazla rahatsız edici buldum. Dövüş Kulübü'nün dili nasıldı tam olarak hatırlamıyorum ama bu kadar kirli değildi sanki, yoksa rahatsız olduğumu anımsardım. Zaten kitap birçok yayın evi tarafından ağır bir dili olduğu gerekçesiyle reddedilmiş.

Kitapta, yeraltı edebiyatından beklenildiği gibi birçok eleştirel nokta vardı. Ben mesela en çok, televizyon-tanrı benzetmesini çok beğendim ve çok doğru buldum. Aynı şekilde "Hepimiz birer ürünüz." argümanı da düşündürdü, sorgulattı. Bu açıdan da oldukça dolu bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Sizin için bu sorun değilse, mutlaka okumanız gereken bir kitap. Benim için bu yılın enlerine kesinlikle girecek. Yalnız dediğim gibi, kitabı ilk yarısına göre değerlendirmeyin ve sabırla devam edin okumaya. 144'ten sonra hala size yavan geliyorsa, eh, tür size göre değilmiş diye düşünürüm. Bakın söylüyorum, 144. sayfa!

Chuck Palahniuk okumaya devam etmek istiyorum ama aynı tadı alamamaktan da korkuyorum. Öneriniz varsa almaya can atıyorum!


Siz Görünmez Canavarlar'ı okudunuz mu?

Hakkında neler düşünüyorsunuz?

Benimle paylaşın!

Yorum Gönder

7 Yorumlar

  1. Tam acaba diyordum ki +18 olduğunu öğrendim tabi bir de çabuk sıkılan ve dikkati hızlı dağılan biriyim o yüzden eledim kitabı... Ama yazı çok güzeldi emeğine sağlık aranılan her sorunun cevabı hemen hemen vardı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğim gibi, hikayesi müthiş ama herkese hitap etmeyen bir üslup... Teşekkür ederim :')

      Sil
  2. Konuya bile girmeden iyi bir tanıtım yapmayı başarmışsın tebrik ederim :) Kitaplarda +18 ögeler olmasını pek sevmiyorum yine de okuyasım geldi bakalım ^_^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yer yer rahatsız oldum ama hikaye o kadar güzeldi ki değdi okuduğuma :') Umarım sen de okuyup beğenirsin benim kadar ^^

      Sil
  3. Ben de yazardan sadece Dövüş Kulübü'nü okudum. Filmini izlememe rağmen kitabı bayılarak okumuştum. Aradan geçen iki senede hep yazarın başka kitaplarını okumak istedim ama bir türlü denk gelmedik. Yazını okuyunca daha çok okumak istedim.

    Bu kitabına öncelik vereceğim. Tıkanma ve Gösteri Peygamberi'nin çok güzel olduğunu duymuştum. Belki onlardan devam edebilirsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dövüş Kulübü kadar güzeldi, ama başları yavaş akıyor işte. Yine de değiyor dediğim gibi :D Teşekkürler ablacım tavsiyelerin için, bakacağım :')

      Sil
  4. Ay evet ya keşke biraz daha dayansaydın :D Olsun, belki bi daha denersin :') Çok teşekkür ederimm ^.^

    YanıtlaSil