Ne Var Ne Yok | Kasım 2016



Herkese merhaba!

Bir baktım da en son kasımın başında bir kitap yorumu yazmışım sonra puff!

Sanırım en çok ara verdiğim dönemlerden biri oldu bu ama malum sınav dönemi yazmaya pek vaktim olmadı. Aslında yorumunu yazmaya değer kitaplar okudum, mesela Şeker Portakalı, fakat yorumunu yazmayı bir kenara bırakın okuyup bitirebildiğime bile şükretmeliyim sanırım. 

Bu sefer vize dönemim çok yoğun geçti ve hem fiziksel hem de zihinsel olarak çok yoruldum. Birkaç günlük bir tatili hak ettiğimi düşünerek bu hafta sonunu kendime ve bloga ayırayım dedim ama hala bekleyen ödevler dururken içim bir türlü rahat etmiyor. 

Kısacası, ajandama da not ettiğim gibi, kasım ayının hedefi benim için, hayatta kalmaktı. Sınavlardan sonra üzerimde bir kırgınlık vardı ve nihayet dün sesim değişti, sonra bademciklerimin şiştiğini fark ettim. Şu an gerçekten hastayım kısacası ama hala burada olduğuma göre bir şeyleri başarmış sayıyorum kendimi. 

Kitap okuma açısından hiçbir umuda kaptırmadım kendimi ve fırsatlar el verdikçe okumaya çalıştım, sınırlarımı zorlamamaya çalıştım ve çoğunlukla kendimi durdurmayı başardım. Çünkü kitap okumaya dalıp çalışmayı bırakmak sıklıkla yaptığım bir şeydir aslında. Bu sefer çalıştığım ortamda kitap bulunmamasına özellikle dikkat ettim. Yoksa gerçekten gözüm devamlı kitaba kayıyor ve ben kesinlikle konsantre olamıyorum. 

Son zamanlarda kullandığım bir yöntemi anlatmak istiyorum hemen. Ben çok uzun süre çalışmayı sevmiyorum, mutlaka küçük aralar veriyorum. Sınav dönemi ya da ders çalışma konusunda yoğun olduğum zamanlarda kitap okumaya zaman bulamadığım için ben de verdiğim bu araları değerlendiriyorum. Hem kendime ödül vermiş oluyorum hem de bu küçük aralar kafamı dağıtmamı ve zamanımı verimli geçirmemi sağlıyor. Bir de okuyacağım bölümleri düşünerek daha hevesli çalışıyorum. (Manyak Muggle)



Bu ay verdiğim en kritik karar sanırım bir süre kitap almama kararımdı. Bu kararı vermeme şu olay neden oldu aslında, öylesine bir alışveriş sırasında mağazada indirimli kitapları görünce dayanamadım ve birkaç kitap seçtim. Sonra dolaşırken, elimdeki kitaplara baktım ve aslında bunları o kadar da merak etmediğimi, sadece indirimde oldukları için dayanamayıp aldığımı kendime itiraf ettim. Sonuç olarak sadece bir tanesini satın aldım ama eve gelince kitaplığımda onu koyacak yer bulamadım ve moralim daha da bozuldu. Kitaplığımda ne kadar okumadığım kitap varsa hepsini çıkarıp dizdim. Kitaplığımda okumadığım kitap kalsın istemediğimi hatırlattım kendime. Ölmeden okuyabildiğim kadar kitap okumayı istiyorken daha kendi kitaplığımda okunmamış kitap olması beni utandırdı. Artık sadece almak için kitap satın almak istemiyorum kısacası. 

Bu yüzden kitaplığımdaki tüm kitapları okumuş olana kadar kitap satın almayacağım. ( Son siparişim gerçekten sondu..) Hatta kütüphaneden de kitap almayacaktım ama bu kuralı elimdeki kütüphaneye ait kitap bitince uygulamaya koyacağım. 

Zaten şu gördüğünüz muggle, dün itibariyle yıllık meydan okumasını bitirmiş durumda. 😎😏



Geçen hafta pazar günü de Haldun Dormen'in oynadığı Müfettiş oyununa gitme fırsatım oldu. Fazladan biletini bana vererek bunu sağlayan Mesut'a buradan da teşekkür ediyorum :') Yanlış anlaşılmalara dayanan bir güldürü oyunuydu ve büyük keyif aldım. Haldun Dormen'i sahnede görebildiğim için gerçekten mutluyum. Onu canlı izlemek güzel bir deneyimdi gerçekten. 

Ama tabii ki kasım ayının en önemli olayı bence; Fantastik Canavarlar'dı. Tüm o vize dönemini katlanır kılan tek şey sonunda filmi izleyeceğimi düşünüp bunun hayaline tutunmamdı. Anladınız siz :D 

Bu ay zaten Fantastik Canavarlar'ı izlemek, onun öncesinde ve sonrasında izlediğim belgesel ve röportajlar, en çok da Zümrüdüanka Yoldaşlığı'na yeniden başlamış olmak Potterhead damarımı kabarttı. Blog için daha muggle, daha Potterheadvari tasarılarım oluştu kafamda. Düşündükçe çok heyecanlandığım ama çuvallamaktan da korktuğum planlarım var. Bakalım uygulamaya koyabilecek miyim... 

Haaa bu aradaa...

Geçen ay bu etikete bir yazı girmediğim için bahsetmemiştim ama Gaia Dergi'nin internet sitesinde gönüllü olarak çevirmenlik/yazarlık gibi bir şey yapmaya başladım. İlk yazım Ekim ayında yayınlandı, okumak için tıktıkk..


Kamon! Neyle ilgili olmasını bekliyordunuz ki? :D





Sizde bu ay ne var ne yok?

Benimle paylaşın!



Yorum Gönder

11 Yorumlar

  1. manyak muggle'ye çok güldüm.... sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. O sırf almış olmak için kitap alma olayı bende de var. Normalde okumayacağım ya da çook boş vaktim varsa okuyacağım kitap indirime girince sanki kaçırılmaması gereken bir fırsatmış gibi geliyor. Alındıktan sonra da kitaplıkta tozlanmaya başlıyor üzülüyorum...Sağ olsun okuokunun indirimleri hiç bitmediği için kendimi frenlemek çok zor oluyor :D idefixte de indirim başlamış bir güçlü kalamıyorum :D

    Meydan okumanı bitirdiğin için de tebrikleeer ^___^ Darısı benim başıma derdim ama imkansız :D

    Fantastik Canavarları izledim ben de geçen. Hiç beklentim yok diye mi bilmem izlerken bayağı keyif aldım. Zamanım olursa bloga da yazacağım yorumu :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen ya indirimler kanımı kaynatıyor benim de :D #direnmuggle :/ Teşekkürler canikoo, darısı içtenlikle senin başınaa :D Yorumunu bekliyorum öyleyysee ^.^

      Sil
  3. Kitap almama kararını destekliyorum. 8 ay boyunca bir kitap bile almamayı başarmıştım ama son iki ayda kendimi tutamadım. Ocakta kitap fuarımız var. Orada da kitap almadan duramayacağımı biliyorum ama fuardan sonra 2017'de başka kitap almak istemiyorum. elimdekiler bana 2 sene yeter.

    Bir dergide yazarlık yapman çok hoşuma gitti. Tebrik ediyorum seni, başarılarının devamını dilerim :-)

    Kasım ayı benim için de çok yoğun geçiyor. Şu an bir an önce bitse diyorum, aralık için güzel fikirlerim var. Tabii sonrasında da yeni yıl kararları gelecek :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 8 ay ben de dayabilsem o okunmamışlar da biter zaten, umarım başarabilirim :D Çok teşekkür ederim ablacım ^.^

      Sil
  4. Öncelikle çok geçmiş olsun Gözdecim, bu aralar herkes hasta dikkat et kendine. Sınav dönemi hep öyle olur, başka bir şeye vakit ayırmaya fırsat kalmaz. Sınavlarından istediğin notları alırsın inşallah. Sonraları üniversitenin sınav dönemlerini bile özlüyorsun ne kadar o zamanlar işkence gibi gelse de. Kasımda benimde en çok beklediğim şey Fantastik Canavarlar filmiydi. Dergideki yazını şimdi okuyacağım, onun içinde tebrik ederim. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet haklısın Red, ben de bölümümü sevdiğim için fazla sızlanmamaya çalışıyorum, gülü seven dikenine katlanır misali :D Çok teşekkür ediyorum ^.^

      Sil
  5. Ooo çevirmenlik işi hayırlı olsun ^^
    Fantastik Canavarlar'ı bende yeni izleyebildim..Yorumunu yazmayı düşünüyordum ama bir filme daha gidersem yazabilicem sanırım *-* Ay tüm yazıyı okudum,hangi bölümü okuyorsun Gözde o.o Ben de bu sene (ikinci yılım artık) vizelerden acayip yoruldum ve tükendim.Ki hala sınavlarım var.Çünkü manyak gibi açıköğretime kayıt oldum...Çok uzattım neyse..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mütercim Tercümanlık okuyorum :') Sanırım ikinci sene genel olarak ağır bir yıl ya tıpkı 7. sınıf gibi :D Açıktan ne okuyorsun o.O Allah hepimize kolaylık versin ya.. Bu arada teşekkürleeer ^.^

      Sil
  6. Sınavlar biz kitapkurtlarına köstek resmen başka bi' şey değil :D Çok teşekkür ederim canım benim ^.^

    YanıtlaSil